Albert Einstein; "Dünya; kötüler yüzünden değil, kötülüğe ses etmeyen ve bir şey yapmayanlar(sözde iyiler) yüzünden tehlikeli bir yerdir." demiştir.
Vicdanın sesi evrenseldir. Dini, ırkı ve rengi yoktur. Albert'ten terennüm eden sözlerde olduğu gibi. Bu yüzden niyet ettik yeniden imanımız ve vicdanımız adına kötülere ses etmeye!
Evet! Kötülük deyince aklınıza hemen; soykırımcı vandalların ve dolayısı ile de onlarca yıldır, parantez içinde özgürlük ve insan hakları maskesi altında dünyayı yaşanılmaz bir hale sokan ABD'nin ve maskesiz yüzü olan, emlak patronu (!) Trump'ın geldiğini biliyorum.
Ne demişler; kişi aslına rücu edermiş. Kimi yorgancıya, kimi kasapçıya, kimi de kovboycuya... Aynen vahşi batı kovboyu Trump gibi!
Neymiş; Gazze'nin deniz manzarası güzelmiş, şuymuş, buymuş. Eee! Netanyahu orayı bize devredecekmiş. Bozacının şahidi şıracı...
"Allah Allah!" demeden duramıyor, insan. Netanyahu babasından kalan bağı, yazlığı veya evini mi sana verecek? Evet dostlar; yanlış anlamadınız. Ne gaf ne dil sürçmesi... Artık kötülük maskeye gerek duymuyor. Neden duysun ki? Aslanların sessiz kaldığı ve kükremediği bir meydanda çakalı geçin, tilki bile aslanlık taslamaya başlar. Onunla kalsa iyi; ya kümese müdür olmaya kalkarsa!.. Aynen vahşi batı kovboyu Trump gibi. O zaman vay kümesin de dünyanın da haline!
Bu kovboylar ne kural tanır ne de uluslar arası hukuk... Bu vahşi kovboylar, Gazze'yi cehenneme çeviririz tehditlerinden sonra UCM'de soykırımcıya ceza kestiren başsavcı Kerim Han'ı yaptırım listesine eklediler.
İstediğimizi, istediğimiz şekilde asarak keserek elde ederiz hesabı. Yani faşizanlıkta kimseye hesap vermeme haklılığı!..
Yanlız yine de sormak lazım bu pervasızlara; sizler yeni dünya düzeninde aslımıza rücu ettik kovboyculuk oynayacağız. Daha hızlı silah çeken varsa; buyursun "Hodri Meydan!"; hatta sessiz konumda olan devletler ve halklar da bu oyuna dahil olabilir; nasılsa hak hukuk olmuş gak guk! Kendilerinde imkan bulabilen ve "Ben bu kovboyculukta daha hızlı silah çekerim." diyen devlet, kuruluş, oluşum ve fertler varsa; Siyonizme destek veren her firmayı ateşe verebilir, sahiplerine suikast düzenleyebilir, siyasi destekçileri buldukları yerde öldürebilir, mallara el koyabilir; Siyonizme destek veren yazar, çizer, TV programcısı, gazeteci ve her kim varsa fırsat bulduğu yerde onları darp edebilir, onları sürebilir ve anasından doğduğuna pişman edebilir; o da yetmedi tüm konsoluslukları basabilir ve ateşe verebilir mi demek istiyorsunuz?
Bakın! Gidip yapılsın demiyorum. Ama vahşi batı kovboyculuğu oynanacaksa, oyunun kuralları bunu gerektirir. Çünkü faşizm, bu tür davranışlar türetir. Hatta türedikten sonra da "Neden türedi? " denmez.
Çünkü cevap gayet açık ve nettir!..
Ama her şeye rağmen Dünya Jandarmalığına soyunan sizler yine de haklısınız;" Kahrolsun terörizm ve yaşasın İnsan hakları! "
Selam ve dua ile...