Batı Şeria’nın ilhakı adım adım…

Abone Ol

Sözde işgal parlamentosu, Batı Şeria’nın ilhakına dair bir kararnameyi onadı. Siyonist perestler alelacele bunun sembolik bir karar olduğunu dolayısıyla ciddiye alınacak bir tarafı olmadığını, dile getirmeye başladılar. İslam dünyası da her zamanki gibi en sert şekilde kınama yoluna gitti. ‘Bin kınamanın bir kurşun etmediğini’ çok iyi bildikleri halde, yine en zahmetsiz olan bu yönteme başvurdular.

Doğrusu Batı Şeria şu an fiilen ilhak edilmiş durumdadır. Siyonist işgalciler, sadece kâğıt üzerinde bu ilhak operasyonunun resmiyet kazanmasını istiyor. Bunun için de kamuoyu oluşturmak, dünya halklarını yavaş yavaş bu fiilen gerçekleşmiş olan ilhak operasyonuna alıştırmaktır.

İlhak fiilen gerçekleşmiştir, derken; Batı Şeria’da şehirlerden en küçük köye varıncaya kadar, şehirlerde ise mahallelerden sokaklara varıncaya kadar hemen her yer, parça parça tel örgülerle çevrilmiş, girişlerine de kontrol noktaları kurulmuş ve açık bir hapishane durumuna getirilmiştir. Bir köyden başka bir köye, bir mahalleden başka bir mahalleye gitmek özel izinlere bağlanmış, çoğu zaman izin verilmediği gibi bazen aylar süren arama, fişleme ve istihbarat tahkikatlarından sonra kısıtlı bir şekilde izin verilmektedir.

Burada yaşayan Müslümanların hiçbir hakları olmadığı gibi sebepsiz yere tutuklanma, işkence görme ve öldürülme ise sıradan bir hal almış durumdadır. Burada Filistinli Müslümanlara, artık hiçbir ticari faaliyetlerine izin verilmediği gibi hayvancılık yapmaları ve tarım ile de uğraşmalarına izin verilmemektedir. Zaten üzerinde hayvancılık yapacak ve tarımsal faaliyetler gerçekleştirecek serbest bir alan/toprak parçası da bırakmamışlardır.

Siyonistlerin işini kolaylaştırmaktan ve gereği gibi hizmet etmekten başka bir fonksiyonu olmayan kukla Mahmut Abbas ve yönetimi ise Müslüman halka, siyonistlerden daha alçakça davranma yoluna gitmektedir. İşgalci düşmana karşı en ufak bir hareketlilik göstermeye çalışan Müslüman gençlere, siyonist katillerden önce Mahmut Abbas’a bağlı sözüm ona kolluk kuvvetleri müdahale etmekte ve en gaddar şekilde, başkaldırmaya çalışan Müslümanları etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır.

İşte böyle bir durumda olan Batı Şeria, siyonistler tarafından ilhak edilme haberleriyle bilinçli bir şekilde gündem yapılmaktadır. Şimdiye kadar ABD ve batılı küfür cephesinin kayıtsız şartsız desteğini arkasında gören siyonistler, buradan herhangi caydırıcı bir engelin önlerine çıkmayacağını çok iyi bilmektedir. Müslüman ülke liderlerinin ise bu durum karşısında çok daha korkakça ve duyarsızca yerlerinde kalakaldıklarını 7 Ekim’den beri daha iyi anlamış bulunmaktadırlar.

Müslümanların Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin konusundaki duyarsızlıkları, korkaklıkları ve şuursuzlukları siyonist işgalcileri daha bir cesaretlendirmekte; yaptıkları bütün zulümlerin, katliamların ve ilhakların yanlarına kâr kaldığını açık bir şekilde görmektedirler. Siyonist katiller, yaptıkları her katliam ve ilhak operasyonu aslında bir sonrakinin bir ön adımı olarak sürdürmektedirler.

Siyonist işgalciler, her seferinde bir katliam yapmakta, yerleşim yeri adı altında bir ilhak operasyonu gerçekleştirmektedirler. Müslümanları yerlerinden etmekte, sonra tepkileri etkisiz hale getirmek için bir adım geri atmış izlenimini vermektedirler. Sonra daha gaddar ve barbarca yeni bir katliam ve ilhak operasyonuna girişmektedirler. Bugüne kadar emellerinden milim kadar vaz geçmemişlerdir ve geri adım da atmamışlardır. Sadece tepkileri savuşturmak için ‘tasmalı elemanlarını’ devreye koyarak bir sonraki adımın hazırlıklarına başlamışlardır.