Siyonist çocuk katili çetesi ‘israil’deki Yahudilerin %82'si Gazzelilerin toplu katliamını, soykırımını ve toplu göçünü destekliyor. İsrail’in Orta Doğu’daki en büyük müttefiki ve destekçisi BAE’dir.
israil terör devletin çıkarlarını desteklemek
BAE, Arap dünyasında israil terör devletin çıkarlarını desteklemede önemli bir rol oynuyor. Sözde "İbrahim" anlaşmalarını imzalayarak, Emirlikler bölgedeki israil terör devletin varlığını meşrulaştıran bir tür köprü haline gelmiş durumdadır.
BAE diğer Arap ülkeleriyle de israil ile ilişkilerin normalleşmesi için aktif olarak lobi faaliyetleri durmadan yürütüyorlar ve bunu ekonomik refah ve bölgesel istikrara giden bir yol olarak sunuyorlar. BAE devam eden Gazze soykırımına rağmen bu faaliyetlerini durdurmuş da değildir.
Bu diplomatik destek, israil'in uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmesine ve Müslüman dünyasındaki izolasyonunu azaltmasına yardımcı oluyor. BAE’nin Batı ülkelere verdiği Filistin konusundaki bilgi ve istihbarat nedeniyle Gazze’ye destek faaliyetleri de Batı’da resmi yetkililer tarafından hoş karşılanmamaktadır.
Ayrıca BAE, Arap toplumundaki israil terör devlet karşıtı duyguları yumuşatmak için medyasını kullanıyor. "Barış ve iş birliği" fikrini teşvik ederek, bölgedeki geleneksel anlatılarla çelişen bir şekilde, "israil"in bir düşmandan ziyade bir ortak olarak olumlu bir imajını yaratmaya çalışıyorlar.
Yurtiçi Zorluklar ve Küresel Beklentiler
Ekonomik ve dış politika başarılarına rağmen, BAE modeli savunmasız kalmaya devam ediyor. Uzmanlar, internet ve küresel bilgi açıklığı çağında otoriter rejimlerin yeni zorluklarla karşı karşıya olduğunu vurguluyor.
İslam'ın yeniden canlanması, özgürlük ve adalet fikirlerinden ilham alan gençler giderek daha fazla değişim talep ediyor. Yüksek yaşam standardının protesto duygularını bastırdığı BAE'de bile, iktidardaki rejime karşı memnuniyetsizlik artmaya devam ediyor.
israil terör devleti ile iş birliği bu hoşnutsuzlukları daha da kötüleştiriyor. BAE elitleri bu ittifakta stratejik çıkarlar görse de nüfusun bir kısmı, özellikle dinî ve geleneksel gruplar, bunu İslam'a ve Filistin davasına ihanet olarak algılıyor. Bu, gelecekte artabilecek iç gerginlikler yaratıyor. BAE, diktatör bir rejimin, iktidarı ve nüfuzu sürdürmek için ekonomik gücü, medyayı ve israil terör devleti ile iş birliği ve siyonistler tarafından yok edilen Gazze halkı da dahil olmak üzere stratejik ittifakları nasıl kullandığının bir örneğidir. Ancak özgür bir Müslüman dünyasından duydukları korku ve İslami canlanmaya karşı aktif muhalefet, bu modeli uzun vadede savunmasız hale geleceğini de gösteriyor.
BAE’nin en büyük destekçileri de İngiltere ve Suudi Arabistan’dır. Suud ailesinin Orta Doğu’daki resmi ve gayri resmi sözcüsü de BAE’dir. israil ile ilişkilerin normalleşmesi için aktif olarak lobi faaliyetleri durmadan yürüten BAE aslında bunu İslam dünyasından gelecek büyük tepkiden çekinen Suudi Arabistan adına yürütmektedir. İslam dünyasını yavaşça bu normalleşmeye alıştıran BAE Suudi Arabistan için israil terör devleti ile normalleşme zeminini hazırlamaktadır. Arap aklının anlaşılması Filistin’i özgürleştirmekten de zordur. Utanmasalar veya iç kargaşalardan korkmasalar bugün bile israil terör devleti ile ilişkilerini normalleştirirlerdi. Sadece körfez ülkeleri bugün Gazze soykırımını durdurmaya güçtedir. Ancak, Suudi Arabistan ve BAE bunu gerçekleştirmeye müsaade etmemektedir. Bugün Gazze’de HAMAS başarılı olursa başta israil terör devleti olmak üzere Arap ülkeleri de bu İngiliz ve Siyonist yaverlerden özgürleşecektir. Gazze’ye selam, direnişe devam!