Haber Merkezi - Siyonist rejimin Gazze’deki soykırımı sürecinde; girift, karmaşık, perdeli ilişkiler belirgin şekilde görülmeye başlandı. Uluslararası ilişkilerin boyutu ve siyonizmin etki alanı ifşa oldu.

Bir anlamda netleşen saflar, öncelenen çıkarlar deşifre oldu.

Bu konuda birçok ülke gibi Azerbaycan’ın duruşu da çok tartışıldı.

Bir İslam ülkesi olan Azerbaycan’ın siyonist rejimle askeri ve ekonomik ilişkileri, perde gerisinde neler olduğunu gündeme getirdi.

Azerbaycan Savunma Bakanı Zahir Hasanov, 19 Mayıs 2025 tarihinde Tel Aviv'e gitti.

Bu ziyaret hakkında siyonist rejimin Dışişleri Bakanlığı'ndan dikkat çeken bir teşekkür geldi.

İşgal rejiminin sözde savunma bakanı Israel Katz, mevkidaşına, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te başlattığı aksa tufanı harekâtı sonrası kendilerine verdiği destek için teşekkür etti.

Teşekkür ettiği başkaca konular da vardı.

Mesela;

Azerbaycan’ın Eurovision Şarkı Yarışması'nın jüri oylaması bölümünde israile 12 tam puan vermesi de teşekkürü hak etmişti.

Israel Katz, Azerbaycan’ın bu tavrını "gerçek dostluğun göstergesi" olarak yorumladı.

Tabi bir de Azerbaycan petrolünün Bakü-Ceyhan boru hattından Tel Aviv'e akışı vardı…

Gelinen nokta itibariyle Azerbaycan-israil arasındaki ilişkiler yukarı doğru ivme ile devam ediyor.

Peki, ilişkilerin tarihi kökleri nereye dayanıyor?

Güçlenen ortaklığının temelinin, Azerbaycan’ın 90'lı yıllarda Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını ilan etmesine dayandığı belirtiliyor.

Siyonist rejim, 1991'de Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilk tanıyanlardan olmuştu. Kısa süre sonra diplomatik ilişkiler yükseltildi, Bakü’de israil büyükelçiliği açıldı.

90'larda temeli atılan ilişkiler, zamanla enerji, savunma ve istihbarat gibi stratejik alanlarda da iş birliğini geliştirdi. Bugün artık taraflar birbirlerini "stratejik ortak" olarak tanımlıyor.

7 Ekim 2023'ten sonra Gazze’ye yönelik başlatılan soykırım sürecinde bütün İslam ülkeleri siyonist rejimle ilişkilerde küçük-büyük gerilimler yaşadı. Çoğu ilişkileri askıya aldı. Ama Azerbaycan, tüm dünyanın tepki gösterdiği katliamlara rağmen israili desteklemeyi sürdüren, nüfusunun çoğu Müslüman olan tek ülke olarak öne çıktı.

Peki, soykırıma karşı bu duyarsızlığın nedeni ne? Açık bir şekilde israil'i eleştirmemenin nedeni ne?

Azerbaycan-israil ilişkileri daha çok enerji ve askeri alanlardaki iş birliği ile dikkat çekiyor.

Azerbaycan’ı öne çıkaran hususlardan biri, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler arasında en büyük Yahudi azınlığa sahip ülkelerden biri olması.

Dünya Yahudi Kongresi’ne göre Azerbaycan’da 7 binden fazla Yahudi bulunuyor. Tabi farklı kaynaklar bu sayıyı 30 bine kadar da çıkarıyor.

Azerbaycan’daki Yahudi diasporasının bin yıllık geçmişi olduğunu belirten tarihçiler, ilişkilerin gelişmesindeki etkenlerden birinin bu diaspora olduğuna dikkat çekiyor.

Azerbaycan ve siyonist rejimin örtüşen bölgesel çıkarları, birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak kaynaklara sahip olmaları ilişkileri daha da güçlendiriyor.

İşgal rejiminin enerji ihtiyacının yarısından fazlası Azerbaycan tarafından karşılanıyor. Özellikle de petrol tedarikinin büyük kısmı Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı üzerinden sağlanıyor ve Akdeniz’deki gemiler ile Tel Aviv'e taşınıyor.

Enerji alanındaki ilişkiler bunun da ötesine geçiyor.

Azerbaycan devlet petrol şirketi Socar, 2025'in ocak ayında siyonist rejimin en büyük ikinci doğal gaz kaynağı olan Tamar Gaz Sahası'nın hisselerinin yüzde 10'unu satın alarak yeni bir ortaklık başlattı.

Tamar Gaz Sahası, Akdeniz’in derinliklerinde Hayfa'ya yaklaşık 80 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

İlişkilerin bir diğer önemli unsurlarından diğeri de savunma sanayinde yer alıyor.

Azerbaycan’ın 2016 ila 2021 yılları arasındaki savunma ithalatında siyonistlerin etkisi dikkat çekiyor. Bu ithalatın yaklaşık yüzde 70'inin israilden geldiği kayıtlara yansıyor.

Tabi, Azerbaycan-israil ilişkileri yalnızca "petrol-silah takasına" da indirgenmiyor.

Özellikle de Azerbaycan’ın İran’a olan coğrafi yakınlığı göz önünde tutulduğunda daha büyük tarihi ve jeopolitik çıkarlar öne çıkıyor.

Siyonist rejimin kendisi için bölgedeki en önemli düşman olarak gördüğü İran, Azerbaycan ile kara sınırı paylaşıyor.

Yaklaşık 90 milyon nüfusa sahip İran’da en büyük etnik gruplardan birini Azeriler oluşturuyor. Yine Azerilerin, nüfusun üçte birini oluşturduğu tahmin ediliyor.

Hal böyle olunca siyonist rejimin Azerbaycan ilişkilerinde tasarladığı hesaplamalar daha çok derinlik kazanıyor.

Siyonist rejim, İran’ın bölgedeki nüfuzunu kısıtlamak için Azerbaycan ile ilişkileri güçlü tutmak için özel bir çaba harcadığı göze çarpıyor.

Bu bağlamda istihbarat alanında da özel ilişkiler kuruluyor.

Azerbaycan; siyonistlerin kendi ekipmanlarıyla İran’ı izleyebileceği, dinleyebileceği en yakın nokta olarak öne çıkıyor.

7 Ekim 2023'te başlayan aksa tufanı hareketi bölgedeki dengeler de etkilendi.

siyonist rejimin başlattığı Gazze soykırımı sonucu aralarında Türkiye’nin de olduğu birçok ülke işgal rejimi ile diplomatik ilişkileri kısıtladı ya da ekonomik yaptırım uyguladı.

Ancak Azerbaycan’ın tutumu çok daha farklı oldu. İlham Aliyev, israil ile bırakın ilişkileri askıya almayı, güçlendirerek devam ettirdi.

Bakü yönetimi, Filistin’de iki devletli çözümü destekliyor. Ramallah'ta ofisleri de var. Söylemde bağımsız Filistin devletini de destekliyor. Ama aynı zamanda işgale karşı başlatılan Aksa Tufanı hareketini kınayan açıklamalar da yapıyor.

Bunlarla birlikte Azerbaycan’ın Tel Aviv'de büyükelçiliği de bulunuyor.

Peki Türkiye, Azerbaycan-israil ilişkisine nasıl bakıyor?

Türkiye, 7 Ekim 2023'ten sonra siyonist terörü sert dille eleştirirken, müttefiki Azerbaycan ilişkileri tavizsiz şekilde sürdürdü.

Azerbaycan’ın geçmişte Türkiye ve siyonist rejim arasında bozulan ilişkilerin onarılması, diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesine arabuluculuk yaptığı biliniyor.

Öte yandan Türkiye-Azerbaycan ilişkileri de 2. Karabağ savaşı sürecinde güçlenmeye başlamıştı. 2020'deki 44 günlük savaşta Türkiye’nin sağladığı askeri teçhizatlar önemli rol oynamış, Azerbaycan askeri ve diplomatik anlamda zafer kazanmıştı.

Gelinen nokta itibariyle Azerbaycan pozisyonunu korumaya çalışıyor. Türkiye ise Azerbaycan’ın dış politikadaki israil ilişkilerini açık şekilde eleştirmekten geri duruyor.

Muhabir: Huseyin Gizli