O’nu (SAV) okuyup anlamanın sınırsız bir sevda, O’nu (SAV) yaşamanın ise coğrafya ötesi bir gereklilik olduğu gerçeği her geçen gün kendini daha da hissettiriyor.
Hz. Muhammed (SAV) ve O’na tahakkuk eden O’ndan (SAV) sadır olan her şey, her ayrıntı, her çağrı ve her söz hudutsuz bir gerçeklik olarak tüm mekanlara ve zamana hitap ediyor.
Şimdi O’nu okuyup O’nu yaşamanın güneşi, zamanı ve mekânı kuşatarak Avrupa’da ışıldıyor.
Almanya ve Avrupa Müslüman Topluluklar Birliği(UMID) tarafından 13 Nisan’da Avrupa genelinde düzenlenecek olan Siyer Sınavı, Muhammedi Sevdayı bir kez daha evrensel boyutlara taşıyacak. Avrupa gibi Müslümanların azınlıkta oldukları topraklarda bu tür çalışmaları yapmak, Nebevi yaşam ve ahlakı gündemin ve evlerin merkezine yerleştirmek nesillerin muhafazası için çok önemli ve değerli faaliyetlerdendir.
Siyer ve Siyer eksenli yaşam, Avrupa’da her yerde olduğundan daha fazla anlaşılması gereken bir olgudur. Çünkü farklı bir kültürün içerisinde Müslümanlar adeta bir tür varoluş mücadelesi vermektedirler. Bu mücadelenin en büyük techizatı Nebevi ahlak ile kuşanıp o ahlaka uygun yaşamaktır.
Bu açıdan bakıldığında O’nu (SAV) okuyup O’nun ahlakını kuşanarak yaşamak, başlı başına bir sığınak bir tür zırh olmakla beraber açık bir tebliğ olarak da temeyyüz etmektedir.
Bu yönüyle UMID’in yani Almanya ve Avrupa Müslüman Topluluklar Birliği’nin yaptığı bu faaliyet İslam’ın Avrupa’da yere sağlam basması açısından çok hayati bir öneme haizdir.
İsviçre, Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, Belçika, Avusturya ve İngiltere gibi Avrupa’nın en önemli ve Müslüman nüfusun daha yoğun olarak yaşadığı ülkelerde doğal olarak Müslümanların çocukları da sayısal olarak diğer ülkelerden daha fazla sayıdalar.
Çocuklar ve gençler yaşadıkları ülkelerin ahlak ve kültürleriyle daha fazla iç içe olmaları sebebiyle kültürel anlamda saldırılara daha açık durumdalar. Buna karşılık bu tehlikelerden korumak adına çocuklar ve gençlerin kendi fıtratlarıyla güçlü bir rabıtaya ihtiyaçları vardır.
İşte bu tür faaliyetler, çocuklarımız ve gençlerimizin özleriyle, fıtratlarıyla, öz kültürleriyle bağlantı içerisinde olabilmeleri açısından çok önemlidir.
Avrupa’da yükselen ya da başka bir deyişle yükseltilen İslam Düşmanlığında buralarda yaşayan ve İslam’ın emrettiği şekilde yaşamayan Müslümanların da etkisi olduğuna bizzat şahit olan biri olarak şunu söyleyebilirim ki; Nebevi Ahlak ve ondan sadır olan doğruluk ve dürüstlük burada yaşayan Müslümanlar tarafından ne oranda kuşanılıp yaşanırsa İslam Düşmanlığı da o oranda azalacak ve etkisini yitirecektir.
O’nu (SAV) okuyup O’nu yaşamak için elbette önce öğrenmek ve tanımak gerekmektedir. Siyer Sınavı ve onunla ilgili süreç öğrenmeyi akabinde de yaşamayı getirecektir.
Bu yüzden de Avrupa’da yaşayan Müslümanların UMID’in yani Almanya ve Avrupa Müslüman Topluluklar Birliği’nin bu çağrısına kulak vermesi ve katılım sağlaması, katılımın artması için gayret sarfetmesi çok büyük bir öneme haizdir.
Özellikle gençlerimiz teşvik edilmeli, hazırlanmaları için destek olunarak katılımları sağlanmalıdır.