Attan İnip Eşeğe Binmek

Abone Ol

Siyonistler, Gazze konusunda yeni bir merhaleye geçtiklerini açıkça ilan ettiler ve büyük bir saldırı başlattılar. Hatta Gazze ile yetinmeyip, Batı Şeria'yı da ilhak etmek üzere adım adım ilerliyorlar.

Hedefte sadece Gazze değil, Batı Şeria da var. Gazze'deki soykırımın ve katliamın aynısı tekrar edilmek istenmektedir.

Gazze'de her gün yüzlerce insan şehit ediliyor. Batı Şeria'da ise yine insanlar şehid ediliyor ve düzenli olarak onlarcası tutuklanıyor, altyapı ve yollar tahrip ediliyor ve Filistinlilerin evleri başlarına yıkılıyor. Her gün, Siyonist yerleşimcilere yeni konut alanları oluşturuluyor. Filistinliler evlerinden kovuluyor; tarlaları ve evleri hırsız ve terörist siyonistlere teslim ediliyor. Şartlar gittikçe ağırlaşıyor ve işgal tam bir vahşete dönüşüyor.

Terör örgütü israil, işgalde ivme kazanırken, başta Müslümanlar olmak üzere, insanlık ailesi ise mücadele konusunda her geçen gün gerilemektedir. Bu strateji, yenilgiye razı olmak ve bir yönü ile vahşete seyirci kalmak demektir. Bu zulüm ve soykırımın, şimdiye kadar sahaya sürülen yöntemlerle durdurulamayacağı açık iken, biz bu yöntemlerden bile geriye düştük. Yorulduk ve varolan vahşeti adeta kanıksadık. Zulüm arşa ulaştığı halde; biz, "haşlanmış kurbağa sendromu"na müptela olup zalimin karşısında ayağa kalkma refleksimizi kaybettik. Tabiri caizse; attan inip eşeğe bindik. israilli bir terörist, geçenlerde şöyle diyordu:

"Biz, yüzün üzerinde Filistinliyi öldürdük ama kimse bir şey yapamadı."

Biz lisanı halimizle, Siyonistlerin olmayan insafına, olmayan bahtına kendimizi teslim ettik galiba.

Şu anki ilkesiz duruşumuzun başka da bir izahı yoktur.

Bir halk, insanlık tarihinin en büyük ve en onurlu direnişini ortaya koyuyor Aziz ve Celil olan Allah'ın yardımıyla.

Bir halk açlık ve bombalar ile yok edilmek istenmektedir. Bu mesele; sadece bir halkın yok edilmek istenmesi meselesi değil, aynı zamanda İslam Ümmeti'nin ve insanlık ailesinin en muhkem ve onurlu cephelerinden birisinin düşmesi ve tüm insanlığı tehdit eden Siyonist canavarın önündeki kapıların ve yolların sonuna kadar açılmasıdır. Böyle bir durumda hiçbir bölge halkı ve ülkesi terör örgütünden yana emniyette olamaz. Bu itibarla; hiç bir şeyi dert etmeyen liderler siyaseten de olsa yol ayrımında olduğumuz bu tarihi günlerde, Gazze insanlık cephesinin ayakta kalması için seferber olmalıdır. Bu savaş artık bitirilmelidir. Tüm insanlık, inisiyatif alarak, insani yardım koridoru açmalıdır.

Kendi öz güçlerine dayanarak bu zulme engel olamayanlar, hiç olmaz ise uluslararası küresel ve bölgesel dengelerden ve farklı ticari ilişkilerden yararlanarak bu sorunun bir an evvel çözümüne katkıda bulunmalıdır. Yüreği yetmeyenler, hiç olmaz ise siyasetleri ve zenginlikleri ile bu sorunun çözümüne odaklanmalıdır.

Şimdiye kadar talan ettikleri İslam Ümmeti'nin kaynaklarını hiç olmaz ise bu sefer de mazlum Gazze halkının kurtuluşu için devreye almalıdır.

Bazı küresel güçlere büyük finans olanakları sağlanarak, rekabet kızıştırılmalı, meseleye dahil olmaları sağlanmalıdır. Verilecek büyük rakamlara, "evet" diyecekler vardır.

Yine Müslüman halklar, bu sorunun başladığı zamanki, ilk günkü hassasiyet ile sokakları doldurmalı, Siyonist elçilikler ve ABD elçiliklerini kuşatmalı, süresiz oturma eylemine girişmelidirler. Kendi liderlerini koltuklarından kaldırıncaya kadar meydanlarda kalmalıdır. Özellikle, Mısır ve Ürdün halkı, sınırlara yürümeli ve sınırları parçalamalıdır. Bu ablukanın kalkması için bedel ödenmelidir. Mısır ve Ürdün'ün, israil ile bir savaşa mecbur edilmesi için çaba sarf edilmelidir.