Askeri veya siyasi blok neden oluşmuyor?

İşgalci rejimin güç kullanarak durdurulması konusunda herkes hem fikir olup sürekli konuşuyor, yazıyor, çiziyor. Hatta Müslüman devletlerin de askeri veya siyasi bir blok oluşturması fikri dile getiriliyor. Doğrusu herkes gönlünde yatan ve ortak aklın ürünü olan bir fikri ortaya seriyor. Lakin bu fikrin hayata geçememesinin altında yatan temel düşüncede derin tarih ve derin siyasi oyunlarla karşılaşıyoruz.

Abone Ol

Aklıma Merhum Şair Mehmet Akif’in bir hatırası geldi: İşgal altındayken Mısır’da olduğu bir dönemde, Nil nehrinin kenarında bir İngiliz askeriyle konuşuyor. Ona Osmanlı isterse bir anda buraya yüz binlerce asker yığabileceğini söylüyor. Doğrudur diyen İngiliz askerine, neyine güvendiklerini soruyor. O da Osmanlının buraya asker yollamaması için içerideki fitneleri canlandıracaklarını ve buna izin vermeyeceklerini söylüyor.

Doğrusu aynı ahval ve şerait, Müslüman ülkelerin çoğunda var. Aynı fitne ve kaynayan kazanlar da var. O fitneleri canlandırarak buna izin vermeyen mekanizmalar da var. Bir de yöneticilerinin çoğunun kukla veya piyon olması da var.

Ortada yıllardan beri süregelen uluslararası bir oyun var. Müslüman ülkelerin başında halktan görünen aslında hiçbir şekilde halkla aynı değerleri taşımayan kukla rejimler veya piyon yöneticiler bulunuyor. Mesela Kral Abdullah nerede eğitim görmüş ve kimin değerleriyle yetişmiş? Prens Selman mı halkıyla özdeşleşmiş bir yönetici yoksa bin Ziyad mı yahut Sisi mi? Denilebilir ki seçimle iş başına gelenler var, onlar umut veriyor. Zahir böyle olsa da ya ekonomik bağımlılık ya da farklı bir yaklaşım hatta bilmem hangi adada veya odada şantaj video çekimleri de olabilir.

Tüm bunları bilmeden askeri ve siyasi bir blok veya güç oluşması fikri, bir temenniden öteye geçmez. Dünya halklarının özgür ve bağımsız olması için önce yöneticilerinin özgür ve bağımsız olması gerek… Bu yöneticilerin halkın değer ve anlayışından uzak olması yanlış bağlanan ilk düğmedir. Bir gün halklar bu düğmeleri tek tek söküp doğru dürüst bağlayacaklardır elbette.

Peki, bu köle zihniyet bir şey yapamayacaksa işgalci siyonist rejim nasıl durdurulacak? Herkes bu sorunun cevabını arıyor galiba ve henüz insanlar birbirlerinden veya dünyadan umudunu kaybetmemiş. Umutların tamamen bittiği ve o ateşin de söndüğü bir anda devreye Allah’ın nusret ve yardımının gireceğini henüz unutmadık. “Sizi bu tehlikelerden ve her türlü sıkıntıdan sadece Allah kurtarıyor…” (Enam, 64)