Aşı biliminin önde gelen isimlerinden Stanley Plotkin, 2018 yılında ABD’de görülen bir hukuk davası kapsamında verdiği yeminli ifadede (depozisyon), 1960’lı yıllarda yürütülen bazı deneysel aşı çalışmalarında yetimler, zihinsel engelli bireyler, cezaevindeki annelerin bebekleri ve sömürge altındaki toplulukların denek olarak kullanıldığını kabul etti.
Kamuoyuna yansıyan depozisyon kayıtlarına göre Plotkin, söz konusu dönemde bu tür çalışmaların “yaygın bir uygulama” olduğunu ifade etti. Avukatların yönelttiği sorulara verdiği yanıtlarda, hapishanedeki annelerin bebekleriyle yapılan deneylere “evet” dediği, zihinsel engelli bireyler ve yetimler konusunda ise bunun o yıllarda olağan kabul edildiğini belirttiği görülüyor.
Depozisyonlarda ayrıca, 1950’ler ve 1960’larda Belçika Kongosu (bugünkü Kongo Demokratik Cumhuriyeti) başta olmak üzere bazı Afrika ülkelerinde yürütülen geniş çaplı aşılama ve araştırma programlarına da atıf yapılıyor. Bu çalışmaların, dönemin sömürge koşulları altında ve bugünkü etik standartlardan uzak bir çerçevede gerçekleştirildiği belirtiliyor.
Depozisyon kayıtlarının son yıllarda sosyal medyada yeniden dolaşıma girmesiyle birlikte, özellikle aşı etiği, ilaç endüstrisinin geçmiş uygulamaları ve tıbbi deneylerde insan hakları konuları yeniden gündeme taşındı.




