Biraz mahzun, biraz yetim, biraz da öksüz olur Gurbetin Bayramları...  Rengi soluk, Güneşi bulutlu, havası boğuk olur Gurbet Bayramlarının...

Hep bir şeylerin yokluğunu, eksikliğini hisseder, gülerken bile kalbin derinliklerinden gelen bir hüzne kulak kabartılır Gurbet Bayramlarında...

Belki öpülecek nasırlı bir baba eli, sarıp sarmalayacak bir ana kucağıdır eksik kalan ya da kalp kıyılarını acı acı kanatan... Kardeş yüzünde biten bir tebbessüm ya da komşu kapısıdır andıkça kalbe batan o merhametsiz sancı...

Mesafeler kadar acı, yalnızlık kadar esir, gözyaşı kadar bitimsiz olur şu Gurbetin Bayramları...

Bayram, gelir elbet... Gelir de yalnız gelir, yalnız düşer yüreklere ve bir de sadece evine yuvasına Muhacirin. Ne çalacak kapısı vardır ne de kapısını çalacak dostu, yoldaşı...Yalnızlığın, kimsesizliğin kadir gecesi gibidir Gurbette Bayram günleri. Hüznün bire bin yazıldığı bitimsiz defterlerin uzun sayfaları olur Gurbetin Bayramları...

Döner yüzünü Muhacir kıblesine uzaktaki vuslatın ve arar şekerini, gülsuyunu, kapı kapı dolaşan çouklarını, ekmeğini, çöreğini gözyaşlarıyla sılanın.

Varsa imkanı, sığınır kulaktan kulağa varan vuslatın eksik merhametine, görmeden, hissetmeden sadece mekanik seslerin vuslatıyla eritmek ister ayrılık çöllerinin buz dağlarını.

Kalbe batan kılıç kadar keskin ve ayrılık hüznüyle geçer Muhacirin gurbet kokulu Bayramları... O da öpmek ister ellerini anasının ve dikilmek ister dilinde Fatihasıyla kabrine babasının. Heyhat ki ne heyhat... Bağırsa duyan olmaz çağırsa geleni, ağlasa göz yaşını sileni.

Tek yolu vardır  yetim bayramların mahzunMuhacirinin. Koyulur o sabır yoluna, yaradana sığınıp sarılır kimsesizlerin sahibinin yüce dergahına ve sabrı katık eyler dağ gibi sessizliğinin ve sabrının  huzur dolu umutlarına...

Bayram bu, geliyor işte her sene... Hem de hüznün yanına, sabrın yanına kata kata Rahmanın merhamet ve bereketini...

Muhacir bu, bekliyor işte her bayram, bir sonraki vuslat bayramının umuduyla ve tevvekkül huzuruyla. İsyan yok, ümitsizlik yok, hele vaz geçmek o asla yok. Hüzne biçilen sabır libasıyla müzeyyen kılıp, Gurbetin Bayramlarını bekliyor işte muhacir, Yusufu bekler gibi hüzün vadisinde...

Yüreğinden kopan sesssiz fırtınalar şahid olur Gurbetin Bayramlarının getirdiği hüznün feryatlarına ve umutlar taşır vuslata dair, kasırgalar kopan kalbinin en derin yerlerinde.

Seslenir Muhacir, Bayramda ana babasının ellerinden öpecek kadar şanslı olan kardeşlerine, benim yerime de öpün ana babanızın ellerini, diye.

Ve Mübarek olsun Yusufilerin Bayramı

Ve Mübarek olsun Muhacirlerin Bayramı