Son hızla devam eden FETÖ operasyonlarına bakınca, aklıma KCK, Ergenekon ve Balyoz davaları geliyor. Dünya görüşlerinin en sağından en soluna kadar her kesimden insan ya da grup binler on binler halinde FETÖ bağlantıları dolayısıyla işleme tabi tutuldu.

En son gelinen aşamada, iş Sözcü gazetesine kadar dayandı. Bu konuda akla iki ihtimal geliyor. Ya FETÖ denen terörist yapılanma Sözcü gazetesini bile ele geçirecek kadar güçlü ya da FETÖ'nün yargı ayağındaki gücü halen yerinde duruyor. İki durum da çok vahim.

Eğer Sözcü, gerçekten FETÖ'nün Sözcüsü ise o zaman kim bilir daha hangi mahfillerde güçlü bir şekilde kendini muhafaza ediyordur. Yok tam tersi ise ve Sözcü FETÖ'cü değilse eğer, bu da operasyonların sulandırıldığının işaretidir.

Gidişat o yöne doğru gidiyor. FETÖ ile alakası olmayan insanları da torba operasyonlar kapsamında tutuklayarak işi içinden çıkılmaz bir hale getirmeye çalışıyorlar.

Nasıl ki; Ergenekon ve Balyoz davalarında alakasız insanlar da tutuklanmak suretiyle gerçek suçlular ile suçsuzlar bir birinden ayrılamaz hale getirildi  ve neticede Kumpas denilerek suçlu oldukları çok açık olan, hatta darbeci oldukları tespit edilenler bile salıverildiyse FETÖ süreci de o yöne kayıyor.

 Bu da FETÖ'nün özellikle iktidara yakın çevrede halen güçlü bir şekilde varlığını devam ettiğini gösteriyor. Çoban abasına bürünerek sürüyü yağmalayan azgın Kurt FETÖ vahşilerinin, her türlü cezayı hak ettikleri konusunda hiçbir şüphem yok. Fakat alakasız insanlara, başka hesaplar yüzünden operasyonlar yapmak ya da özellikle hamile ve lohusa kadınlara yönelik operasyonel davranışlar FETÖ'nün ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.

 Evet, FETÖ'nün tüm kademelerden silinip süpürülmesi lazım. Ama bu yapılırken alakasız insanlar da siyasi ve ikbali hesaplara kurban edilmemeli.

FETÖ temizliği yapılırken, insan önce kendi evine bakmaz mı? AKP'yi çevreleyen ya da etkileyen kesimlerin içerisinde FETÖ mensupları yok mu acaba? Var, hem de bal gibi var. FETÖ ile mücadele adına yapılan yanlışlara bakınca bu yapının etkisini hemen görebilirsiniz. Doğrusunu söylemek gerekirse, bir müddet sonra, yapılan bir çok yanlış var bunları düzeltmemiz lazım, denilmek suretiyle Ergenekonculara sunulan hediyelerin FETÖ'cülere de sunulmayacağından ve kapıların onlara da ardına kadar açılmayacağından emin değilim. Gidişat o yöne kayıyor.

Gidişata bakınca; FETÖ'cülerin zindanlara tıktıkları zindanlarda kalmaya devam ederken FETÖ'cülerin Anayasa Mahkemesi kararlarıyla sürü sürü sokağa salındıklarını görmek çok garip olmayacak herhalde.

Rabbim hakkın ve haklının yanındadır, bu unutulmasın!