Çok acı bir ikinci Dünya Savaşı yaşayan Batılı ülkeler, savaş sonrası kurdukları birliklerle kendi aralarında birer savunma mekanizması oluşturdular. Uzun yıllar iki kutuplu giden dünyada müslüman ülkeler kendi aralarında güçlü bir birliktelik oluşturamadıkları için iki kutup arasında gidip geldiler. Kah Nato`ya kah Varşova Paktına yaklaşan ülkeler, Batı`nın ve Rusya`nın elinde oyuncak haline getirildiler.
 
Bugün Suriye`de yaşananlar işte o günlerin çatışmaya dönüşmüş devamı niteliğinde. Suriye`de savaşanlar aslında ABD ve Rusya`dan başkası değil. Aradaki tek fark birbirlerini değil Müslümanları öldürmek suretiyle savaşıyor olmaları. Günün sonunda kaybedenler hep Müslümanlar olduğu için kazananın bizim nezdimizde kim olduğunun hiçbir önemi yok.
 
Adamlar öyle bir denklem kurmuşlar ki; en namlı matematik profesörleri bile gelse içinden çıkamaz. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kim kime düşman, kim kimle müttefik hiç belli değil. Günlük hatta saatlik değişimler söz konusu. Ama şu gerçek ki; şu an Suriye`de olan herkes, yaşanan katliamlardan sorumludur.
 
Açıkça söylemek gerekirse kimyasal kullandı diye bugün Esed`e bomba yağdırdığını söyleyen ABD dahil herkes şu anda eli kanlı Esed için çalışıyor. Düşünsenize Esed ve yardakçılarından intikam aldığını söyleyen ABD, birkaç uçak imha etmek suretiyle, Müslüman bir ülkeyi bombalamak suretiyle bir anda kurtarıcı olabiliyor. Bir Allah`ın kulu çıkıp da, “tüm bunların müsebbibi zaten sendin ey alçak!” demiyor.
 
Rus`u bir yandan ABD`si bir yandan biçerdöver gibi Suriye`de Müslümanları biçerken Müslümanların bir grubu zalim Esed eksenli olarak Rusya`nın maşası diğer kesimi ise ABD`nin eli kolu olarak gönüllü uşaklığı ve ihaneti kabul ediyor.
 
Savaş endüstrisi tarafından kanlı bir laboratuara dönüştürülmüş olan Suriye toprakları, aslında Ümmetin çaresizlik ve zilletine şahit oluyor. Savaşan tarafların tamamı adeta bir vekâlet savaşı yürütmek suretiyle Haçlı zihniyetine hizmet ediyorlar.
 
Tüm bu keşmekeş içerisinde, olan yine Müslümanlara oluyor. Her kesime göre kendisi gibi düşünmeyen ya da kendisinin tağutuna itaat etmeyen diğer Müslümanlar öldürülmeyi hak ediyor.
 
Mesele artık zalim oğlu zalim Esed`in devrilmesi meselesini çoktan aşmış durumda. Olay 3. Dünya Savaşı`na doğru gidiyor. Genlerindeki savaş ruhu ve depolarındaki silahların bir gereği olarak Batı ve Rusya için 3. Dünya Savaşı`nın zamanı geldi.
 
Ama emin olun ki bu savaş sadece ve sadece Müslüman coğrafyada olacak ve Müslümanların bebekleri kimyasallarla öldürülürken bir grup Müslüman tarafından katiller yine alkışlanacak ve kurtarıcı olarak yine katillere koşulacak.
 
Allah Sonumuzu Hayreylesin.