Tam 20 yıl önceydi. Tanklar yerleşim birimlerinde şov yapıyor, cübbeliler rütbelilerden emirler alıyordu. Siyaset sahnesi yeni kahramanlar ve muktedirler üretiyordu. Adına post Modern Darbe de denen 28 Şubat süreci yine her zaman ki gibi, Müslümanlara yönelen iftiralar, kumpaslar, zindanlar ve müebbet cezalarla tarihteki yerini alıyordu.
Dönemin kimi generalleri, sürecin bin yıl devam edeceğini haykıracak kadar kudretli hissediyordu kendini.
Memleketin her yanında hissedilen düşmanlık kendini en fazla sorgulama merkezlerinde ve mahkeme salonlarında gösteriyordu. Gözaltılarda vahşice işkence edilen Müslümanlar, mahkemelere çıkarıldıklarında ise, dosyaların içeriğine bile bakılmadan hemen tutuklanıyor ve böylece alınan emir ifa edilmiş oluyordu.
Tutuklu olan Müslümanlara ise, yine alınan emir gereği müsamaha gösterilmiyor, kendilerini savunma hakkı verilmeden cezalandırılıyorlardı.
Süreç içerisinde, Genelkurmay`a çağrılan DGM ve Yargıtay mensuplarına, Baktığınız davalarda dikkatli olun. Cumhuriyet tehlikede. Rejimi ve laikliği koruyun, kararlarınızı buna göre verin. Laiklik ilkesine aykırı faaliyette bulunanlara müsamaha göstermeyin? Talimatı verilmişti.
Bu talimatı alan yargı mensupları özellikle de FETÖ`nün kansızları, Hizbullah davasından yargılananları adeta ekin biçer gibi biçiyor ve karşılarına çıkan her Hizbullah tutuklusuna, Müebbet cezayı yapıştırıyordu.
Şu an müebbet ceza almış olan Hizbullah davasından yargılananların büyük çoğunluğu, 28 Şubat Sürecinden nasibini almış kişiler. Ya o dönemde tutuklanmışlar ya da o dönemde mahkeme edilmiş ve cezalandırılmışlar.
Gün geldi devran döndü ve 28 Şubatçılara, karşı davalar açıldı. Kimi kudretli generaller de tutuklandılar.
Daha da önemlisi birçok mağdurun mağduriyeti giderildi. Birçok mağdur için kısa bir zaman devam eden süreç, kimi Müslümanlar için 20 yıldır devam ediyor ve daha da devam edeceğe benziyor.
Hem de aynı zamanda mağdur edilen insanlar bugün iktidardayken. Bu günün muktedirleri 28 Şubat Süreci`nin mağdurları olmalarına rağmen sadece kendi mağduriyetlerini giderdiler. Acaba kendi mağduriyetlerini gidermekle sürecin sonlandığını mı sanıyorlar. Öyleyse vay hallerine. Zulme rıza göstermek de en azından zulüm kadar vebali olan bir günah değil midir?
Mağdurlardan bir kısmı iktidardayken diğer bir kısmı ise zindanlarda.
Mağdurlardan bir kesimi tanklar korurken diğer kısım için ise tanklar halen palet çeviriyor Sincan sokaklarında.
Mağdurlardan bir kısmına el pençe duran cübbeliler diğer kısım için ise halen rütbelilere, “Emret komutanım” çekiyor.
Şubat kısa ama Yusufiler için açısı 20 yıl uzunluğunda. Yoksa zindandaki yiğitlerin zincir şakırtıları saray debdebeleri için korkulu rüya olmaya devam mı ediyor?