Siyasi gündemin ağırlığı ve memlekette yaşanan çalkalanmalar arasında bazı şeyler ya gözden kaçıyor ya da gündemde kendine çok az yer buluyor.
Bunlardan biri de geride kalan günlerde Avrupa Yetim Der`in Sırbistan`ın başkenti Belgrad`da bulunan Krnjaca mülteci kampına ulaşması oldu.
Krnjaca olarak adlandırılan kamp, Belgrad tren istasyonun yanındaki metruk binalardan oluşan ve resmi statüsü olamayan bir yerleşim birimi. Burada 16-45 yaş aralığında bulunan 1500 dolayında Müslüman ülke vatandaşı adeta ölüme terk edilmiş durumda. Avrupa ülkelerine ulaşmak için Pakistan, Suriye, Afganistan, Bangladeş, Irak gibi ülkelerden yola çıkanların bir kısmının son durağı olmuş Belgrad Tren İstasyonu.
Isınma, banyo, yiyecek-içecek ve yatacak yer gibi en temel ihtiyaçların bile insani düzeyde karşılanmadığı bu Umutsuzluk Kampı Avrupa`nın kapısında bir utanç abidesi gibi duruyor.
Kampa ulaşmak için, bin bir engeli aşan Avrupa Yetim Der yetkilileri, orada karşılaştıkları manzaralar karşısında adeta şok yaşıyorlar. Düşünün bir, orada yaşayanlar binlerce kilometreyi aşıp Avrupa`nın kapısına ulaşmışlar. Aşmaları gereken iki ülke sonra ya Almanya veya Avusturya`ya ulaşacaklar. Ama kimileri 2- 3 yıldan beridir o kampta belirsiz bir geleceği bekliyorlar.
Avrupa Yetim Der, üzerine düşeni yapıp onlara ulaştı. Kimi yardımlarda da bulundu. Ama en önemlisi, onları gündeme taşımayı başardı. Gücü oranında o insanlara yardım eden ve etmeye de kararlı olan Avrupa Yetim Der`in hepimizin desteğine ihtiyacı var.
Avrupa`nın kapısında yaşanan bu insanlık dramına bir çözüm bulunmalı. Bu iş bir yardım kuruluşunu aşan bir hal almış durumda. Çünkü olayın çözümü için Devletlerarası bir diplomasi ve koordinasyona ihtiyaç var.
Bu konuda başta Türkiye olmak üzere İslam Ülkelerine ve İslam ülkelerinin uluslararası kuruluşlarına iş düşüyor. Buradan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerini İnsanlık ve Müslümanlık adına sorumluluk almaya davet ediyorum. Çünkü benim bizzat konuştuğum Avrupa Yetim Der yetkilikleri oradaki insanların olumsuz şartlar dışında da kimi tehlikelerle karşı karşıya olduklarını belirttiler.
En büyük tehlike ise, kötü niyetli kimi grup ve şahısların onların içinde bulundukları durum dolayısıyla onlardan istifade etmek istemeleri. Gerek kimi ahlaksız gruplar gerekse de kimi radikal grupların bu insanlara göz diktikleri belirtiliyor. Hatta zaman zaman kampın çevresine gelen kimi araçlara binip gidenlerin olduğu ve bir daha da geri dönmedikleri belirtiliyor.
Bu gidenlerin hangi ülkede ve hangi şekilde karşımıza çıkacağı ise meçhul?
Avrupa Yetim Der, konuyu gündeme taşımak suretiyle hayırlı bir işin kapısını araladı. Bundan sonrası ise, devletlerin yapacağı iş. Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerine tekrar çağrıda bulunmuş olalım.