Ülkeler gelecek planlaması yaparken, genç nüfuslarına bakarlar. Çünkü gençlik gelecektir. Türkiye de genç nüfusta dünyanın başat ülkelerinden biri. Gençlik doğru yönlendirildiği sürece, toplum da gençliğin dinamizmiyle doğruya yönelir.

Peki, vatandaşlarının çoğunluğu genç olan Türkiye`deki gençliğin durumu ne? Doğrusu, gidişat pek de iyi görünmüyor.

Isparta`da, gençlerin bir kediye işkence yaparak kulaklarını kestiklerini görünce gençlik ve gelecek adına ürperdim doğrusu. Biraz araştırma yapınca gördüm ki; gençler hatta çocuklara kadar inen uyuşturucu ve alkol tüketimi de korkunç derecede artış göstermiş.

Gençliğin gittikçe yozlaşmasının birçok sebebi var elbette. Ama yozlaşma sadece gençlikle kalmıyor. Türkiye`deki toplumsal hayatın magazinselleşmesi sonuç olarak yozlaşmayı doğuruyor. Örneklerini her gün gazete ve TV`lerde görüyoruz. TV`lerde hatta TRT ve hükümete yakın kanallar da bile yayınlanan ahlak yoksunu yarışma ve izdivaç programları, toplum nezdinde her türlü ahlak dışı ilişkiyi normalleştirerek kanıksatıyor.

Dindar insanların yönettikleri ülkede, bu tür işret içerikli ve kirli ekranların revaç bulması garip bir durum olsa gerek. Belli ki; yol, bina, köprü yapımı konusunda gösterilen başarı ‘Dindar Nesil` yetiştirme konusunda gösterilememiş.

Gençliğe giden köprüler olan kültür, sanat, sinema ve tiyatroda gerek Hükümet gerekse de sivil toplum kuruluşlarının alternatif eserler üretmemesi gençliğin savrulmasıyla sonuçlanıyor. En masum görülen hatta Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen sinema ve TV eserlerinde bile gayrı meşru ilişkinin, alkol almanın masum birer davranış olduğu mesajı veriliyor.

Gençliğe yönelik en büyük eksiklerden bir tanesi ise gençliğin önüne rol model olacak karakterlerin konulamaması.  Boşluk olunca da birileri, müptezel karakterler ile o boşluğu dolduruyor.

Doğru ellerde yetiştirilecek Müslüman bir gençlik, hem ahlâki olarak hem de kötü niyetli tekfircilere yönelik savrulmalardan kurtulacaktır.

Bu konuda en büyük iş vasat olan yapılara düşmektedir. İslami STK`ların projeler geliştirmesi, Hükümetin de onları desteklemesi lazım. Alternatif bir kültür sanat platformu kurularak, kültür-sanat alanındaki sol-seküler yapının hâkimiyetine son verilmeli ve ekranlar ahlaksızlıktan arındırılmalıdır.

Nasıl bir gençlik istiyoruz acaba? Furkan Doğan, Selami Yurdan, Yasin Börü, gibi mazlumların yardımına koşan bir gençlik mi, yoksa …..?

Evet, belki Hükümet dağa taşa yatırım yapmaktan insana ve özellikle de gençliğe yatırım yapmaya zaman bulamıyordur; o zaman bu işi hakkıyla yapıp Yasin`leri yetiştirenlerin projelerine kulak versin.