Türkiye, iktidar kaynaklarının da artık inkâr edemeyeceği güçlü bir ekonomik kriz gerçeği ile karşı karşıyayken Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Atatürk Havaalanı’nın yerine düşünülen, Millet Bahçesinin yapımına başlanacağını duyurdu.
Bahçe, yeşil alan, temiz hava gibi olgular bir şehir için elbette çok önemi gereksinimlerdir.
Fakat ehem-mühim ile lazım-elzem dengesi de gözetilmelidir. En iyisi ben son söyleyeceğim lafı en başta söyleyeyim; bunca ekonomik kriz varken, dar gelirli vatandaşlar enflasyon ve hayat pahalılığı altında eriyip alım gücünü büyük oranda yitirmişken, asgari ücret erimişken, milletin parasıyla 142 Milyon dolarlık bahçe yapmak, “ekmek yoksa pasta yesinler”, anlayışının tezahürüdür.
Tamam, hiç kimse AK Parti iktidarının yapıp bitirdiği büyük yapıları, önemli hizmetleri inkâr edemez. Ama çok açıkça görüldüğü gibi zaman, Lale Devri romantizmi yaşamanın zamanı değildir. Bilakis zaman tasarruf ekonomisi zamanıdır.
Tam 142 Milyon Doları bu zamanda toprağa gömmek yazıktır günahtır. O para milletin parası olduğuna göre milletin hizmetine sunulmalı, dar gelirli vatandaşların, ihtiyaç sahiplerinin dertlerine derman olacak mecralarda kullanılmalıdır.
Ben sadece bu anılan Millet Bahçesi’nin değil acil olmayan ama hazineye çok yük olan, vergileri yükselten, devleti dolayısıyla da milleti zora koşan tüm büyük yatırımların geçici bir süreliğine de olsa durdurulması gerektiğini düşünmekteyim.
Düşünsenize bakan Kurum’un yazdıklarına göre tamamlandığında dünyanın en büyük yeşil alanlarından biri, 142 milyon Dolar gömülerek inşa edilecek ama vatandaşın cebinde ailesiyle oraya gidip orada yemek yiyecek, çay-kahve içecek para olmayacak…
Bu fikir seçim yatırımı olarak düşünülüyorsa bile mantıklı değildir. Çünkü elzem bir şey değildir. Hükümetin mücadele edeceği temel konu Enflasyon ve hayat pahalılığıdır. Devletin bütün enerjisini ve finansal yapısını milleti enflasyon ve hayat pahalılığı canavarının elinden alma yönünde çaba sarf etmesi elzemdir.
Saltanat adetlerinden uzaklaşılarak tasarruf ve üretim ekonomisi güçlendirilmelidir.
Devlet tasarrufu halktan beklemek yerine önce kendi giderlerini kısarak yapmalıdır.
Bir değil bin bahçe de yapılsa, ihracatta rekor üstüne rekorlar da kırılsa millet cebine, alım gücüne, pazar ve marketlerdeki etiketlere, evine gelen su, doğalgaz ve elektrik faturalarına bakacaktır.
Açıkça söyleyelim, bu maç bu noktadan itibaren bahçeyle, ağaçla dönmez, çünkü millet bahçesi karın doyurmaz…
Selam ve Dua İle…