Günahkârlık ya da günah işlemeyi alışkanlık haline getirmek bir tür bağımlılık olması hesabıyla tedaviye muhtaç bir hastalıktır. Nitekim Hadis-i Şerif’te bu durum, kalpte oluşan ve günah işlendikçe büyüyen siyah bir nokta, olarak ifade edilmiştir.  Bu siyah noktanın kalbi kararttığına dair şu dört alamet ifade edilmiştir.

Denilmiştir ki; Kalbi kararan kişi,

1) İbadetlerden haz almaz

2) Hatırına Allah korkusu gelmez

3) Gördüklerinden ibret almaz

4) Okuyup öğrendiklerini anlamaz…

 Bu tür semptomları olan maddi ve manevi günahların farklı farklı tedavi yöntemleri ve ilaçları vardır.

Biz bu konuda Beyazıd-i Bestami hazretlerinin başından geçen bir kıssa ile derdimize derman arayalım inşallah…

Evliyanın  büyüklerinden olan Beyazıd-ı Bestami hazretleri bir gün o dönemin en mahir tabiplerinden birini ziyaret gider. Tabip topladığı otlarla karışımlar üretip ilaç yapmaktadır. Beyazıd hazretleri, “Ey Tabip! Benim hastalığım için de bir ilacın var mı?” diye sorar.

Tabip, “Ne ki senin hastalığın?” diye sorunca da,  “Benim hastalığım günah hastalığı” der.

Tabip kinayeyi çözer, ellerini iki yana açarak odadaki otları ilaçları gösterip “Benim gibi bir gariban günah hastalığının çaresini nerden bilsin ki” diye cevaplar.

Tabibin kapısının yanında çökmüş olan ehl-i harabattan biri belli belirsiz bir şekilde söze karışır.

“Müsaaden olursa ben senin günah hastalığının çaresini biliyorum” der.

Her halinden meczubiyet fışkıran bu zatın müdahalesi çevredekiler tarafından hoş karşılanmasa da Beyazıd-i Bestami’nin oluruyla mecnun içeri girer ve eline çeşitli otlar alarak ortama uygun şekilde konuşmaya başlar…

“Ya Şeyh! Eğer günah hastalığından necat bulmak istiyorsan aç da kulaklarını beni dinle” der.

Herkes pür dikkat kesilmiştir.

Mezup başlar anlatmaya…

“Günah hastalığından kurtulmak için on dirhem tövbe kökü ile on dirhem istiğfar yaprağı al! Bu dediklerimi kalp havanına koyarak tevhid tokmağı ile döv! İnsaf eleğinden geçir! Daha sonra gözyaşlarıyla yoğur arkasından aşk fırınında pişiriver! Bu şekilde elde ettiğin macundan her gün beş kaşık al, işte bak hastalığından eser kalmaz!”

Meczup reçeteyi yazmış Beyazıd’ın eline tutuşturmuştur. Reçete Beyazıd hazretlerinden günümüze kadar intikal etmiş durumda.

Hiçbir yan etkisi olamayan bu reçeteyi dileyen herkes alıp uygulayarak günah hastalığından kurtulabilir.

Lekeler küçükken, kalbi tam olarak kaplamamışken onları temizlemek lazım. Yoksa büyürlerse Allah muhafaza kazıyarak bile o lekeleri yok etmek mümkün olmayabilir…

Selam ve Dua ile…