Türkiye’nin devlet olarak Müslüman ülkelerle iyi ilişkiler içerisinde olması, o ülkelerin gelişim ve istikrarı için çaba sarf etmesi elbette ki normal sayılacak bir durumdur.
Fakat bu asla Amerika veya NATO denilen ve misyonunu İslam Düşmanlığı’na çevirmiş olan yapıların kapsamında olmamalıdır.
Afganistan’da onca zulmü yaptıktan sonra çekilmek zorunda kalan ABD’nin jandarması olarak orada bulunmak ve şimdikinden daha fazla sayıda asker göndermek açık hedef ve ABD’nin suçlarına ortak olmak olacaktır.
NATO şemsiyesi altında orada olmak da Afgan Halkı’nın dostluğunu kazandırmayacaktır. Nitekim ABD’nin yanı sıra orada bulunan diğer emperyalist NATO ülkeleri de onlarca katliama imza atmak suretiyle Afgan Halkı’nın nefretini kazanmıştır.
Tüm bunlar ortadayken Afganistan’da kalmak ya da daha fazla asker göndermek için ABD ve NATO ile görüşmeler yapıp onların taleplerine boyun eğmek aslında onların geride bıraktıkları kalıntıları temizlemek için emir erliğine, evet, demekten başka bir şey değildir.
Türkiye, 2002’den bu yana BM Uluslar Arası Güvenlik Yardım Kuvveti olarak 2015’den itibaren ise NATO’nun kararlı destek misyonu olarak Afganistan’da asker bulunduruyor. Bu kapsamda 6 yıldan beridir de Kabil Hamit Karzai Havaalanı’nın işletmesi Türkiye’nin elinde.
Bu misyonlar dolayısıyla Türkiye doğrudan muharip bir güç olmamasına ve sıcak çatışma ortamında bulunmamasına rağmen Afganistan’da kayıplar verdi. Başta Taliban olmak üzere diğer savaşan güçler daha ziyade ABD ve onun gibi savaşan ülkelerin askeri güçlerini hedef aldılar.
Ama şimdi o güçlerin hepsi tası tarağı toplayıp bir an önce eve dönme telaşındalar. Taliban’ın ülkenin büyük bir bölümünü kontrol altına aldığı bir zamanda ABD ve NATO’nun halefi olarak Afganistan’da kalmak ödenecek tüm diyetlere, gel gel, yapmaktır.
Belli ki; ABD ve NATO, Taliban üzerinden Türkiye ile Afganistan’ı karşı karşıya getirmek istiyorlar. Zulmettiler ve arkalarında öfkeli bir halk bırakarak cehennem olup gidiyorlar ve Türkiye’den o halkın öfkesinin muhatabı olmasını istiyorlar.
Acı olanı ise iktidarın buna razı hatta gönüllü olması gerçeğidir. Taliban açıkça Türkiye de dâhil olmak üzere hiçbir yabancı güç istemediğini beyan etti zaten. ABD ve diğerlerinin Taliban ile yapılan görüşmeler neticesinde Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldığı bir ahvalde onların ardılı olarak orada asker bulundurmak ya da daha fazla birlik yollamak, ABD ve NATO’nun suçlarının kefaretini üstlenmek olacaktır.
Afgan Halkı’nın ve hâkim yerel güçlerin rızası alınarak orada insani amaçla bulunmak, bunu da askeri değil sivil personel aracılığıyla yapmak en hayırlısı olacaktır.
Türkiye ister askeri isterse de sivil gücüyle Afganistan’da olacaksa bunu ABD’nin jandarması olarak değil Afgan halkı istediği için yapmalıdır.
Bilindiği üzere Dünya’da Türkiye’yi seven ülkelerin ve halkların sayısı o kadar da çok değildir. Seven kategorisinde olan ve tarihi bağlar dolayısıyla Türkiye’ye ve halkına saygı duyan Afgan Halkını da karşı tarafa itmenin yanlışlığını kavramak için de Hariciye masalarında dirsek çürütmeye ihtiyaç olmasa gerek…
Selam ve Dua ile…