Rivayet olunur ki; -hiç de inandırıcı olmasa bile- milletvekilinin biri bir gün nasıl olmuşsa bir otobüse binmiş. Otobüs dolu olduğundan oturacak yer yokmuş. Ayakta duranlardan biri milletvekilini tanıyınca, oturanlardan birine dönüp, yer versene kardeşim, diye çıkışmış.
Oturan adam, niye ki? Diye sorunca adam, görmüyor musun Sayın Milletvekilimiz burada denmiş. Bunu duyan oturan adam ise, o vekil mi? diye sormuş ve evet, cevabını alınca da, o vekilse biz asıl olanız. Aslın olduğu yerde vekile gerek yoktur, demiş.
Geçen hafta perşembeyi cumaya bağlayan gece saat 3’te kabul edilen bir yasa ile Milletvekillerine trafikte kırmızı ışıkta geçme, çakar takma ve park yasağından muaf tutulma gibi ayrıcalıkların verilmesi aklıma yukarıdaki fıkrayı getirdi.
Çıkarılan yasa ile artık milletvekilleri istedikleri yerlere park edebilecekler ve kırmızı ışıkta geçebilecekler. Çok açık söylemek gerekirse bu tek kelimeyle, ilkelliktir.
Belli ki; onlar da yaptıklarının yanlış olduğunun farkındalar. O yüzden de bu yasayı gece saat 3 gibi nöbetçi vekillerin oylarıyla kabul ettiler. Karanlığın utançlarını gizleyeceğini mi sandılar acaba?
Dünya’nın ileri ülkelerinin tamamında kırmızı ışıkta durma ve yayalara öncelik verme durumu bir medeniyet ölçüsüdür. Türkiye’de ise çıkarılan bu kanun ile adeta bu kıstas bizzat muktedirler tarafından yerle bir edilmek isteniyor.
Kırmızı ışık konusu dünyanın her yerinde gayet açıktır. Ancak hastaya giden ya da içinde hasta olan ambulanslar, görevde olan kolluk kuvvetleri ve itfaiye araçları istisna tutulmuştur. Böylesi bir ayrıcalık çağdaş bir kast sistemi inşa etme çabasından başka bir şey değildir.
Topluma örnek olması gereken insanlara toplumun genel kaidelerini çiğneme hakkını vermek toplumsal değer ve kuralları kullanmak suretiyle halkı aşağılamaktır.
Bir yandan milyonlarca lira harcayıp trafik kuralları ile ilgili kamu spotları hazırlatırken öte yandan kuralları resmi bir hak olarak çiğnetmenin mantıklı bir açıklaması olmasa gerek.
Milletvekillerine böylesi ayrıcalıkların verilmesini gerektirecek ne var acaba? Bir kırmızı ışıkta 60 saniye beklemeleri hangi acil işlerine mani olacak acaba? Bir milletvekili aracına ambulans ya da itfaiye aracı muamelesi yapmak her şeyden önce bu araçlara ihtiyaç duyacak vatandaşların hakkını ihlal etmektir.
Umarım ki, Termik Santraller konusunda olduğu gibi bu konuda da Cumhurbaşkanı veto yetkisini kullanır.
Her konuda didişen vekillerin konu kendilerine verilecek ayrıcalıklar olunca bir anda aynı partinin mensupları gibi davranmaları da kayda değerdir doğrusu.
Karşılaştırma yapmanız için şu an yaşadığım şehirde sürekli şahit olduğum bir olayı aktarayım size.
Yaklaşık 110 bin nüfuslu bir şehirde yaşamaktayım. Şehrin Başkanı, Türkiye kıyaslamasıyla burada hem Belediye başkanının hem de kaymakamın yetkilerine sahiptir. İşte bu başkan her gün işine belediye otobüsüyle gidip geliyor. Ben de defalarca şahitlik ettim. Özellikle sabahları otobüs kalabalık olduğundan genelde ayakta yolculuk ediyor. Kimsenin ona yer verdiğine de şahit olmadım onun böyle bir beklenti içerisinde olduğuna da. Hatta bilet kontrollerinde adamın cebinden biletini çıkarıp kendi memurlarına gösterdiğini de gördüm.
Bu yaptıkları burada asla bir fazilet olarak algılanmıyor. Çünkü başkan ya da vekil olması onu halktan daha üstün kılmıyor.
Şimdi hangisi daha insani ve İslami varın siz karar verin.