Bilim ve teknoloji geliştikçe insanlığın esaret ve yalnızlığı da artıyor. Öyle ki; insanlığı sanal bir hayat yaşamaya zorlayarak bireyselliği ve bencilliği ön plana çıkarıyor. Artık her şeyi güncel tabirle online olarak yapmak mümkün olmaya başladı.
Kolay mı? Evet kolay. Ama kesinlikle insani ve toplumsal değil. Teknolojinin hayatımıza dâhil ettiği en etkin mecra olarak temeyyüz edeni ise Sosyal Medya Platformları oldu.
Sanal paylaşım üzerine kurulan bu mecralar, zamanla kullanıcıların kendilerini kahraman, bilgin, hazır cevap ve benzeri vasıflarla vasıflandırdıkları bir yalan mecrası haline geldi.
Elbette ki; internet eksenli platform ve sayfaların faydalı yönleri de mevcut. Özellikle, baş döndürücü hızda gelişen teknolojik çağda azalan zaman dolayısıyla bilgiye erişimin kolaylaşması büyük bir nimettir.
Nimet olan, kesinlikle doğru bilgidir. Çünkü hiçbir sınırın ve sorumluluğun olmadığı bu mecralarda milyonlarca kirli bilgi, yalan yanlış ve uydurma havadisler pervazsızca dolaşmakta ve fitne amaçlı kullanılmaktadır.
Takipçi kasma, beğeni alma gibi nefsi hedeflerin peşinde koşanlar, kötü niyetliler ya da niyeti kötü olmasa bile doğru ile yanlışı ayıramayacak yapıdaki insanlar, bilgi paylaşımı adı altında yalanın esiri olabilmektedirler.
Zaman zaman hiç ummadığımız insanların özellikle sosyal medyada yayılan iftira ve yalanların peşine düştüklerini, onları doğru kabul ederek birilerine hakaretler yağdırdıklarını görmek mümkün.
Oysa sosyal medyada yazılan bilgiler Mü’minler için asla nas hükmünde olmamalıdır.
Çok açık söyleyeyim ki; Sosyal medya kesinlikle yapısı itibariyle fasıktır. O Yüzden de oradan gelen haberler kesinlikle Hucurat Suresi 6. Ayet’in süzgecinden geçirilmeden doğru olarak kabul edilmemelidir.
Allah Teâlâ, “Ey iman edenler eğer bir fasık size bir haber getirirse onu araştırınız. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da sonra pişman olursunuz” diye buyurarak bu konuda bize emrediyor. Çağlara, olaylara, mekânlara ve insanlara şamil olan tüm ayetler gibi bu ayet de günümüze bakan yönüyle sosyal medyadan gelen haberleri de kapsamaktadır.
Kimi zamanlar da var ki; yalana ona tepki göstermek suretiyle hizmet ediyoruz. Adamın biri bir şeyler uyduruyor. Amacı iftira atmak suretiyle tartışma başlatıp kendi reklamını yapmak. Bu bir tuzak yani anlayacağınız.
Bakıyorsunuz o yalanın altına alakalı alakasız yüzlerce yorum yazılmak suretiyle o yalanın yaygınlaştırılmasına vesile olunuyor. Zaten onların istedikleri de tam olarak bu. Elbette yalanlara iftiralara cevap verecek kurumlar yetkililer vardır. Birilerinin üzerlerine vazife olmayan alanlara girmesi yalana hizmet etme sonucunu doğurabilir ki; bundan Allah’a sığınalım.
Unutmayın ki; kimilerine göre reklamın iyisi kötüsü yoktur…