-Helalleşme Furyası!

Kılıçdaroğlu, birkaç gün önce “Başörtülü kadınlarla, Roboski, Diyarbakır Cezaevi, Sivas ve Kahramanmaraş mağdurları ile helalleşelim” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun bu ilanı seçim sath-ı mailine girilmesi sebebiyle elbette çok önemli.

Ancak CHP’nin uzun tarihi boyunca mağdur edilen kesimlere bakıldığında iş çok karışık.

Çünkü ‘Olası Helalleşmede’ CHP’ye çıkarılacak maliyet az buz bir şey değil.

Mağdur edilenler listesi o kadar uzun ve ağır mağduriyetler var ki herkes söz alıp konuya dahil oluyor.

İslami kesimlerin bu konudaki belirgin birinciliği ortada olmasına rağmen ‘Kürd Meselesi’ üzerinden siyaset yapan kesimler devamlı bir adım öne çıkmaya çalışıyor.

Kılıçdaroğlu ve Partisinin ‘Ahıra çevrilen Camilerden, şapka ile ilgili kitap yazdığı için asılan alimlerden, kapatılan medreselerden, İLKE ve İNKILAPLARA isyan etti iddiasıyla ipe çektiklerinden, 18 yıl boyunca minarelerden Türkçe okuttuğu EZAN’dan, ezanı aslına çevirdiği için astığı başbakan ve bakanlardan, her on yılda bir periyodik olarak ‘İRTİCA’ kurgusuyla yaptığı DARBELERDEN, aziz İslam beldesi Türkiye’yi Batılıların ve Siyonistlerin çiftliğine çevirmesinden ve Başörtüsü zulmüyle yüz binlerce gencin ve ailenin hayatını karartmasından...toplumda sürekli bir ayrıştırıcı dil kullanarak Muhafazakar kesimleri tahkir etmesinden dolayı özür dileyip dilemeyeceği, dilemediği takdirde nasıl helalleşeceği merak konusu olsa da şimdilik topa giren Demirtaş ve yandaşlarının endişeleri konuşuluyor.

Cezaevi’nden sık sık gündem ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Selahattin Demirtaş, Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” açıklamasını duyar duymaz mal bulmuş mağribi gibi balıklama atlayarak “"Halkımıza, tüm Türkiye toplumuna sözümüz olsun, biz de kendi hatalarımızla yüzleşecek ve hep birlikte helalleşeceğiz" ifadesini kullandı.

HDPKK’nin helalleşmeden ne anladığı en az CHP’nin helalleşmeden ne anladığı kadar anlaşılmıyor dense yeridir.

Kimse de çıkıp; Demirtaş’ın helalleşmesi nasıl olacak diye sormadı sormuyor.

Çünkü HDPKK’nin geçmişi sözüm ona ‘ÖZELEŞTİRİLERLE’ doludur.

Hiçbiri de bir işe yaramayan özeleştiriler!

Ahmet Türk, Kılıçdaroğlu’na hitaben; ““Yüzleşme olmadan helalleşme olmaz!” derken dönüp kendi arkadaşına da aynı şeyi söyleyebilecek mi?

Mesela HDP üst yönetimi, kalkıp yıllarca DİNDAR KÜRTLERİ Kürt olmamakla suçladık af diliyoruz! Diyebilecek mi?

-Doğu’daki Dindar Kürtler için “Kontrgerilla” iftirası attık diyebilecekler mi?

-6-8 Ekim’de yandaşlarımızı koordineli olarak sokağa davet edip Yasin Börü ve nice mazlumun katline sebep olduk! Diyecekler mi?

-PKK’nin 40 yıldır işlediği sayısız katliamları vahşetleri aklamaya siyaset ürettikleri için özür dileyecekler mi?...

Soruların ardı arkası gelmeyeceği ortada. Bu sorulara makul cevaplar verilmeyeceği de ortada.

CHP ile HDP’nin “Helalleşme” yarışından çıkarılacak tek sonuç;

“Yaklaşan seçimler için OY HESABININ yapıldığı ve gerçekte hiçbir kesim ve hiç kimse ile barışmanın helalleşmenin olmayacağını söylemek şimdiden mümkün.

Çünkü bu iki partinin de varlık sebebine dönüştürüp ortak hedef haline getirdiği İslam ve Müslümanlar konusunda olumlu en küçük bir adım atıkları görülmemiştir.

-Mehmet Eymür, Perinçek ve Hanefi Avcı’yı Sevmiyor!

Bir süre önce eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün bir kısım itirafı basında çıkmıştı.

Eymür, bir gazeteciye verdiği demeçte; Kızıldere Operasyonu- ünlü Ziverbey İşkenceleri- Meşhur ‘Babalar Operasyonu- Güneydoğu’daki Faili Meçhuller ve Ergenekon gibi konularda çarpıcı ifadeler kullanmıştı.

Bu ifadeler arasında en ilginç olanlardan biri Hanefi Avcı ile ilgili söyledikleriydi.

Eymür;” Hanefi Avcı’yı sevmem, bir sürü Kürd’ü kullandı...Pişmanlıktan yararlanan bir sürü Kürdü çok kullandı. Onların kirli işleri vardı. Elinde bir sürü polis memuru varken başka adamları kullanması, boyundan büyük işler...”

Hanefi Avcı ise Ergenekon sürecinde; “Bu FETÖ, Hizbullah’a öyle şeyler yaptı ki...” diye bazı itiraflarda bulunmuştu.

Haliyle insanın aklına “Acaba Avcı, kendi icraatlarını da FETÖ’ye yıkıp ellerini mi yıkadı?” diye sorası geliyor.

Eymür'ün  diğer ilginç açıklaması da Perinçek ile ilgili olan.

Eymür; “Perinçek o kadar çok insanın ölümünden sorumlu ki, devamlı hapiste tutulmalı, Perinçek, ABD ve İngiltere istihbaratları tarafından kullanılıyor.”

Bu ifade de insana 12 Eylül Darbesi’nden sonra Türkiye’deki solcuların Moskova yerine Londra’ya kaçmalarını hatırlatıyor.