-MOSSAD’a Yapılan Operasyon Ve Yankıları!
MİT’in MOSSAD’a karşı bir yıldır gizli yürüttüğü operasyon, basına sızınca gün yüzüne çıktı.
Burada dikkat çeken nokta; aylar önce başlayan operasyonun basına sızdırılma şekli ve aşamalarıdır.
MİT’in Kontrespiyonaj(Karşı İstihbarat) Dairesinin gizlice yürüttüğü operasyon belli bir aşamadan sonra yani yaklaşık bir yıl sonra basına sızıyor.
Birileri “Filistinli öğrencilerin kaçırıldığı” haberini tüm basına veriyor.
Haberin kaynağı ise daha ilginç; haber yine Filistinlilerden geliyor.
İnsanın aklına; acaba MOSSAD, yakalanan muhbir ağını kurtarabilmek için bu göz altıları basına bilinçli olarak mı sızdırdı sorusu geliyor
MİT, 200 kişilik bir ekiple Türkiye’de faaliyet gösteren MOSSAD yapılanmasını takibe almış ve 3’er kişilik gruplardan oluşan toplam 15 ajanını yakalamış.
Buraya kadar her şey normal görünüyor.
Çünkü Sn. Erdoğan daha önce defaatle “Burada operasyon yapmanıza izin vermeyiz’” demişti.
Buna rağmen MOSSAD ve başka istihbarat örgütleri Türkiye’de uzun yıllardır faaliyet göstermekten çekinmiyorlar.
Rus İstihbaratı (FSB)’nin ve Kadirov’un paralı suikast taşeronlarının başta Çeçenler olmak üzere muhaliflerine rahatlıkla suikastlar düzenlediği sır değil.
Kısacası MİT, basına aynı günlerde İran(Savama), Rusya(FSB) ve MOSSAD’a operasyon gerçekleştirdiği bilgisini verdi.
Elbette ki Türkiye’de faaliyet gösteren istihbarat örgütleri sadece bunlarla sınırlı değil.
CIA’nin, MI6’in, BND’nin ortalıkta cirit attığı; fonladığı bazı vakıflar üzerinden ülke politikasına yön vermeye çalıştığı da sır değil.
Buna rağmen bahsi geçen istihbarat örgütlerine şimdilik göz yumulması ‘Bağımlılığın boyutunu göstermesi açısından’ önemlidir.
Türkiye tarihinde MOSSAD’a yapılan en geniş kapsamlı operasyona dönersek;
Öncelikle operasyonda hiçbir CASE OFFİCER (Saha İstihbarat Görevlisi) yakalanamadığı için MOSSAD yine gizemli suskunluk ve inkar taktiğiyle bu büyük mağlubiyeti bir zafere çevirmeye çalışıyor.
“İnkar casusun namusudur!” gerçeğinde olduğu gibi MOSSAD, “Alakamız yok!” diyerek örtbas ediyormuş gibi davranıyor.
Malum MOSSAD, kısa tarihindeki onlarca mağlubiyetini maharetli yalanları ve manipülatif haberleri ile birer zafere dönüştürmeyi başarmıştır.
Oysa MOSSAD’ın uzun yıllardır Türkiye’de gergef gibi örerek oluşturduğu AJAN AĞI çökertilmiş durumda.
Bu ağdaki 15 kişi Arap Ülkelerinden ve 12’si Filistinli.
Filistinli ajanların sağladığı network ile MOSSAD yıllar içinde Filistin’e giriş yapan çok sayıda Filistinli öğrenciyi gözaltına almış, fişlemiş ya da ajanlaştırmıştır.
MOSSAD’ın ajanlaştırılmış başarılı öğrenciler üzerinden Türkiye’nin Savunma Sanayine sızma girişimi de var.
Ağdakilerin hepsi Filistinli olmamasına rağmen en çok dikkat çeken konu Filistin ve İslami Direniş Hareketi olduğu için özellikle Filistinli öğrenci ajanlar basında ön plana çıkarılıyor.
Kısacası; meşhur sözde olduğu gibi;
“MOSSAD’ın yaptıklarından çok yaydıkları konuşuluyor!”
-Çin Genetik Veri Tabanı Oluşturuyor!
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Ulusal Karşı İstihbarat ve Güvenlik Merkezi Çinli teknoloji şirketleri hakkında önemli bir rapor hazırladı.
Bu rapora göre;
Koronavirüsün sebep olduğu ölümler üzerinden yeniden şekillenen dünyada Çinli büyük şirketler AB ve ABD’deki BİYOTEKNOLOJİ SEKTÖRÜNE yatırım yapıyor.
Raporda; Çin’in önümüzdeki süreçte askeri üstünlük için teknoloji hakimiyeti kurma ve bunu yayma çabasında olduğu, buna yönelik olarak da GENETİK VERİ TABANI oluşturmaya çalıştığı belirtiliyor.
2019 yılında Çin/Vuhan’da ortaya çıkan Koronavirüsün nereden nasıl çıktığı hala gizemini korurken Çin’in küresel çapta biyoteknoloji firmaları satın alımlarıyla meşgul olması akıllara birçok soru işareti getiriyor.
Tabii bu soruların en can alıcıları cevapsız kalmaya devam ediyor:
Çin “Küresel Genetik Veri Tabanı” ile ne yapmaya çalışıyor?
HES kodlarının, Aşı Pasaportlarının, dijital kayıtlar ve gün geçtikçe artan kamera sistemlerinin bu genetik veri tabanı ile ilgisi ve bağlantısı nedir?