-Kürdlere Oynayan Oynayana
Ne hikmetse seçimler yaklaştıkça bazı siyasetçilerin Diyarbakır sevgisi depreşiyor(!)
4-5 yılda bir akıllarına gelen Diyarbakır üzerinden “Kürd Meselesi”ne parmak basarak siyasi hasımlarına parmak sallayan bu zevatı anlamak mümkün değil.
Bu ülkede vatandaşın çektiği işsizlik- açlık- yoksulluk ve etnik ...tüm sorunların yegane müsebbibi ya A partisi ya B partisi olmasına rağmen seçimler yaklaştığında aynı hikaye yani yalan ve kandırma siyaseti devreye giriverir.
Sol-Laik Kemalist partiler bu ülkede 80 yıl at koşturup sorunları içinden çıkılmaz hale getiren kendileri değilmiş gibi davrandıkları gibi; Muhafazakarlık etiketinden hızla soyutlanıp Milliyetçilik kulvarına doğru sağlam adımlarla yürüyen partiler de dişe dokunur bir çözüm sunamamalarına rağmen seçimin gölgesi kısaldıkça oy potansiyeli olarak değerlendirilen Kürdlerin aklını çelmek için nefes nefese Doğu(Şark) Görevine pardon turlarına başladılar yine.
Kimisi ‘Yeni Açılım’ söylentisini atıverir ortaya kimisi de ya parti içi dengelerde sözünü yükseltmek için ya da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ‘Adayım’ demenin en güzel yolu bu olduğu için Diyarbakır’ı hatırlayıverir.
Kimler kullanmadı ki Diyarbakır’ı?
Diyarbakır üzerinden Kürdlere verecek vaadleri olanlardan biri de İBB Başkanı İmamoğlu oldu.
İmamoğlu Elâzığ’dan rotayı birden Diyarbakır’a çevirerek aslen Diyarbakır’lı olan Ahmet Güneştekin’in düzenlediği “Hafıza Odası” isimli bir sergiye katılmak istediğini belirtiyor.
Elazığ Depreminde yıkılan yerlerin imarı için İBB’nin yaptırdığını söylediği bir Meslek Lisesi’nin açılışı için bölgeye geldiğini ifade eden İmamoğlu, Diyarbakır’da da ‘Halkla Buluşmalar’ adını verdiği görüşmeler gerçekleştirirken birbirinden ilginç sloganik sözler sarf ediyor.
“İstanbul’da başardık, Türkiye’de de başarabiliriz!”
“Diyarbakır’da aktif turizm atılımı ile ticaret- ekonomi ve sanayii masası kurulması gerektiğini..” vurguluyor.
Bu ifadelerin yanı sıra tam bir PR çalışması yapan İmamoğlu bir yandan ‘Esnaf Ziyareti’ yapıyor bir yandan Cumhurbaşkanı adayı edasıyla üst perdeden konuşurken Kürd Halkını temsil ettiğini iddia eden ama Kürdlere 40 yıldır acı ve gözyaşı dışında bir şey vermeyen HDP’li üst düzey yetkililerle görüşüyor.
İmamoğlu’nun, İstanbul’da koltuğa oturduğu günden beridir vatandaşın hiçbir sorununu çözemediği gibi normal rutini de alt üst etmiş ve ulaşımdan sosyal yardımlara kadar her konuda başarısızlık örneği sergilemesine rağmen inatla meydanlarda boy göstermesi apayrı ilginç bir olay olsa da HDP’nin İmamoğlu’na ‘Kurtarıcı’ edasıyla yaklaşması da yabana atılır gibi değil.
Kürdler üzerinden siyaset yapan HDP yönetimi (KCK), alışık olduğu üzere amaçlarına ulaşmak adına ‘Her şeyi satılığa çıkarma karakteriyle’ Kürd Halkının oylarını da kendi tekelinde değerlendirerek Millet İttifakında ‘Açık Artırmaya’ çıkarmakla meşguller.
Yaşanan trajikomik karelerin yanı sıra bunca entrikayı görmeyip her seçimde aynı yerlere oy verenlerin hali daha ilginç tabii.
-Siyasi Cinayetler Mi Geliyor?
Kılıçdaroğlu ve müttefikleri, birden ekranlardan iktidara yüklenerek ‘Siyasi cinayet dalgasının’ yaklaşmakta olduğu konusunda ortalığı ayağa kaldırmaya başladılar.
İlginç değil mi?
Bugüne kadar iktidarın yaptığı hiçbir işi beğenmeyen ve hatta başarılarını dahi karalayan CHP, aniden ortaya çıkıp iktidara akıl veriyor (!) yol göstermeye çalışıyor(!)
Yani muhalefet bu uyarısıyla aslında iktidarın ömrünü uzatmaya çalışıyor(!) Ne ilginç değil mi?
Uzun yıllardır Türkiye’de siyasi cinayetler defteri kapanmış durumda olmasına rağmen bu defter tekrar açılacaksa ilk sorulması gereken sorular;
“Kim işleyecek?”
“Kime suikast düzenlenecek?” Soruları olmaz mı?
Cevaplar ne olursa olsun iddia sahibi CHP olduğu için siyaseten onların hesabına gelecek bir durum söz konusu olacaktır.
Buna rağmen ortalığı neden velveleye veriyor?
Acaba bu iddiayla birlikte ülke gündemini değiştirmek ve bir süre de bu konuyla ülkeyi meşgul etmek mi var?
Malum, iktidar ilk defa siyasette bir sıkışma yaşıyor, desteğinin azaldığını gördükçe de telaşı artıyor.
Telaşla hareket edince de asıl önemli olan noktalar gözden kaçabiliyor.
Belki de sorulması gereken asıl soru şu;
“Bayram değil seyran değil CHP neden hayrımızı istiyor?”
Hoş ‘Bayram ve Hayr’ kelimelerini sırf usulen kullandık, yoksa CHP’nin bunlarla da bir işinin olmadığı malum.