Özenle saklanan derin bilgilerin sızdırılması(!) olayı ilk olarak 2006’da İnternet Aktivisti diye tanıtılıp parlatılan Julian Assange ile başlamıştı.

Wikileaks Belgeleri olarak bilinen bu SIZINTI hadisesi 10 yıl sürmüş 10 milyon belge servis edilirken dünya ilk defa böylesi derin sırlara vakıf olmuştu.

Wikileaks, Paradise Papers, Panama ve Snowden Belgeleri ardı sıra ‘KARŞILIKLI’ servis ediliyor daha doğrusu İFŞA ediliyordu.

En son geçen hafta büyük bir ifşa daha geldi.

Pandora Belgeleri’ diye takdim edilen yaklaşık 12 milyon dosya ve belgede 90 ülkeden yüzlerce siyasetçi, 35 (Emekli veya işbaşında) Başbakan, binlerce işadamı ve büyük Holdinglere ait Off Shore hesaplar bulunuyor.

Bu belgeleri ortaya çıkardığı söylenen Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) da oldukça ilginç bir yapı.

Merkezi  Washington’da bulunan ve aralarında The Guardıan- BBC gibi tanınmış medya devlerinin de olduğu ICIJ’ı fonlayan yapı ise kendisinden daha ilginç. Buna daha sonra değineceğiz.

Dünyanın en büyük KÜRESEL GAZETECİLİK ÇALIŞMASI diye anlatılan ifşada dünya çapında 600’den fazla gazetecinin iş birliği yaptığı belirtiliyor.

İlginçtir belgelerin açıklanmasından hemen önce (Tarihin en büyük imparatorluğu denilen) Facebook ve ona bağlı Küresel iletişim platformları olan WhatsApp ve İnstagram tüm dünyada aniden çöküyor.

Kesinti 7 saat sürüyor ve sonrasında doğru dürüst bir açıklama yapılmıyor.

Sabaha tüm dünya Pandora Kutusu ile pardon Pandora Belgeleri ile karşılaşıyor.

Pandora Kutusu Antik Yunan efsanelerinde geçen ve içinde kötülüklerin bulunduğuna inanılan sihirli kutudur.

Bu efsaneye göre; Zeus, insanlıktan intikam almak için içinde kötülüklerin ve mutsuzluğun olduğu bir kutuyu Pandora’ya vererek bunu vakti geldiğinde açmasını fısıldar.

Pandora, kutuyu açtığında insanlık kötülükle tanışmış olur ve bir daha mutlu olamaz.

Günümüzde etrafımızdaki hemen hemen büyük bütün MARKA isimlerin Antik Yunan’dan veya Tevrat- İncil ekseninden esinlendiği bilinen bir gerçektir.

117 ülkeden 600’den fazla gazetecinin belgeler için çalıştığı söylenirken aynı günlerde NOBEL ödüllerinden birinin ilk defa iki ülkeden iki ayrı gazeteciye verilmesi de hayli ilginç değil mi?

Sorulması gereken o kadar çok şey olmasına rağmen ehem mühim ilişkisinde sorulması elzem olan şu sorunun ilginç bir şekilde hiç sorulmadığını görüyoruz.

117 ülkeden 600 gazeteciyi kim böyle bir platformda bir araya getirdi?

ICIJ denilen Küresel Konsorsiyumun sahaya sürülmesinin sebebi nedir?

ICIJ’ı kim fonluyor?

Belki de can alıcı asıl soru budur.

Nietzche “Bir insan parmağıyla bir yeri işaret ediyorsa hayvanlar parmağa, insanlar parmağın gösterdiği yere bakar!” der. Peki ya durup parmağın sahibine bakarsak ne görürüz?

Yani ICIJ’un arkasında kim var ya da belgeleri onlara ulaştıran kim? Diye sorulmalıdır.

Bu soruya cevap ararken ilginçtir hiç de şaşırtmayan bir şekilde karşımıza bir kez daha Rockefeller Kardeşler Vakfı- Ford Vakfı ve George Soros gibi meşhur KÜRESELCİLER çıkıyor.

Şaşırmadık derken kast ettiğimiz tam da bu; ICIJ ve öncesinde yaşanan sızıntıların arkasında devamlı birilerinin olduğuydu.

Yazının başında “İfşaların karşılıklı olarak” gerçekleştiğini belirtmiştik.

Trump’ın BM genel kurulunda ilan ettiği “Bu savaş Küreselcilerle Ulusalcılar arasındadır. Ve bu savaştan Ulusalcılar galip gelecektir!” gerçeğinin sahadaki yansımasını görüyoruz denilebilir.

Gelişen Yapay Zeka’nın istihbarat örgütlerinin yönlendirmesiyle önümüzdeki günlerde daha farklı ifşalarda bulunacağı tahmin edilirken BU BELGELER NEDEN SIZDIRILIYOR? Sorusu da ilginçliğini koruyor.

Bu konuda akla ilk gelen yorum;

Küreselci yapı, GREAT RESET PROJESİ’nin açılışını yaparken bu ifşalarla bir taraftan Ulus Devletlere bazı pazarlık kapıları açarken(Çünkü asıl ifşalar Mayıs Ayında gelecek diye tarih veriyorlar) bir taraftan da tüm dünyada insanlığa Ulus Devlet yöneticilerine, bürokrasiye, iş dünyasına, emniyet birimlerine...kısacası tepedekilere ve yöneticilere olan güveni temelden sarsarak Kaotik bir gelecek tablosu çizerken tek kurtuluşun KENDİ PROJELERİ olduğunu göstermeye çalışıyorlar.

Kıyamet Depoları- Yeryüzünden büyük topraklar alınırken gözlerini Uzaya dikmeleri, Yapay Zeka- Neuralink Projesi, Genom Projesi, Humanoid Robot Projesi... kısacası gelecek için tasarladıkları gelecekte ne insan var ne de DİN…