-Kürtler Camii Ne Oldu Da Türkler Camiine Döndü?
Son günlerde ülke genelinde yeniden yükseltilen ‘Yabancı düşmanlığı ateşi’ daha sönmemişken yeni bir konu gündeme sürüldü.
Ülkede taşları bir türlü yerine oturtulmayan ‘Milliyetçilik’ konusu.
Milliyetçiliğin bu defaki konusu Cami.
Normalde her yönüyle birleştirici olan Caminin milliyetçilikle ne alakası var demeyin.
Zihniyet ve bakış açısı kemale ermemişse Din(i) argümanlar da pekala art niyetli kullanılabilir.
Tarihte bunun örneklerine sık sık rastlanmakta.
Ne yazık ki tarihe geçecek bir örnek de bizim ülkemizden geldi.
Olayın basına veriliş şeklinde bile irrite edici bir anlatım söz konusu.
“Kilis'te bulunan ve tarihi eser kategorisinde olan Kürtler Camii'nin adı 2018 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün talimatıyla “Türkler Camii” olarak değiştirildi”
Öncelikle bir cami için “Tarihi eser kategorisinde olan Kürtler Camii” denmesi başlı başına hüzün verici.
Neden bir cami tarihi eser olarak ele alınıyor neden bu konuda sorumluluk Kültür ve Turizm Bakanlığı’na veriliyor da Diyanet bu konuda sessiz kalıyor.
Olayın devamı daha ilginç.
Bu isim değişikliğinin üzerinden tam üç yıl geçtikten sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı olayın gerekçesini akıllara ziyan bir sebep göstererek açıklıyor:
“Kilis’teki 17. yüzyıla ait ‘Kürtler Camii’nin isminin 2018 yılında değiştirilerek ‘Türkler Camii’ yapılmasının gerekçesi RESTORASYON”
Kültür ve Turizm Bakanlığı konuyla ilgili olarak bakanlığın internet sitesinde daha önce Hatay Valiliği’nin internet sitesinde verilen açıklamanın aynısına yer veriyor. Yani ‘Kaş yaparken göz çıkarıyor!’:
“Çok onarım gören cami özgün yapısını yitirdiği gibi özgün adını da yitirerek 'Türkler Camii' olarak değiştirilmiş olup, eski camiden sadece minare kalmıştır”
Deyim yerindeyse ‘Minare çalınmış kılıf hazırlamaya da gerek duyulmamış.’
Yani illa ki milliyetçilik yapılacak ya akıllara ziyan açıklama yapmaktan çekinmiyorlar.
Neymiş, ‘Cami, özgün yapısını yitirmişmiş’ bundan dolayı Kürtler Camii, özgün adını da yitirmişmiş.
Neresinden tutsan elinde kalıyor.
Bir cami ağır hasar görse ve restorasyon için bakıma alınsa restorasyondan sonra ismi değiştirilebiliyor.
Bunun ikinci bir örneği var mı?
Elbette ki yok!
Ama mevzubahis Kürtlerin varlığını anımsatan bir cami olunca böyle bir uydurmaya başvurulabiliyor.
Mesela dönem dönem İstanbul’daki meşhur Camiler bakıma alınıyor ve kimisi 5 yıl kimisi 7 yıl ciddi onarımlardan geçiriliyor.
Camiler tamamlandığında deyim yerindeyse yepyeni bir cami ile karşılaşılıyor.
Ancak bugüne kadar hiçbirinde isim değişikliğine rastlanmadı.
Olası bir isim değişikliği hem eşyanın tabiatına aykırı hem de kamuoyu tepkisi hesaba katıldığı için böyle absürt bir iş yapılmaz.
Mesela Kültür Bakanlığı Sultanahmet Camii’nin, Fatih Camii’nin ismini değiştirebilir mi?
- Taliban ve Afganistan İçin Tarih Tekerrür Ediyor!
Taliban’ın doğuşu Afgan medrese talebelerine dayanıyor. Yani mütedeyyin insanlardan oluşan bir topluluk.
2001’de başlayan ABD işgaline karşı ciddi bir direniş sergileyerek 20 yıl sonra ülkeyi işgalden kurtarmayı başardı.
Kabil’i ele geçirdikten sonra ‘Afganistan İslam Emirliği’ ilan edeceklerini belirttiler.
Buraya kadar ki her detay Afganistan özelinde.
Ancak, Taliban’ın zaferinden sonra İstanbul’da ilginç bir hadise yaşanıyor.
Fatih Camii avlusunda insanlara lokum dağıtan bir vatandaş lokum kutusunun üzerine şu cümleyi yazmış:
“Taliban’ın zaferi mübarek olsun. Ümmet’i Muhammed’e hayırlara vesile olsun”
Bu şahıs sosyal medya hesabından da çağrıda bulunarak:
"Zafer lokumu. Yemek isteyen Fatih Camii'ne gelebilir." Diyor.
Buraya kadar ki her şey normal görünüyor.
İlginç olan bundan sonrası.
Yıllarca ABD’nin, NATO’nun periferisinde cirit atan embesil basın yayın organları hemen bu şahsa saldırarak “Paketleyip Taliban’a gönderin!” reklamı yapmaya başladılar.
İşin burasında şu notu düşmek elzem;
Taliban’ın zaferi ayrı bir konu olmakla birlikte, ABD işgalinin sona ermesi ve tarihin tekerrürüyle Vietnam’dan kaçtığı gibi Afganistan’dan da kaçması tam lokumluk bir hadise!