-Kürtlere ve Araplara Papa Üzerinden Hakaret Ediyorlar!
Papa Francis’in 3 günlük Irak ziyareti dün itibariyle bitti ama yankıları sürecek gibi.
Papa’nın ziyaretini Kürtlere ve Araplara hakaret etmek için bir fırsata dönüştüren bir kısım yazılı görsel ve sosyal medya organı birbirinden ilginç başlıklarla bir yandan bu gezinin perde arkasını örtbas ettiler bir yandan da içlerindeki kini döktüler.
Papaların bugüne kadar Türkiye’ye toplan 4 ziyareti olmuş.
Her defasında da en üst protokol uygulanmış ve gerek askeri karşılama törenleri gerekse sivil bürokrasinin ihtimamı had safhada olmuştur.
Bunca şaşaa normal mi diye sorulsa “Aslında evet!” denilir haklı olarak.
Çünkü Papa dünyadaki en kalabalık dini grubun en üst temsilcisidir. Dahası, Vatikan denilen ‘Devletçiğin’ resmi lideridir. Yani her hâlükârda bu şahsa resmi protokol uygulanacaktır.
Hal böyle olup Türkiye’de ve tüm dünyada en üst protokolle karşılanan Papa, Irak’ta ve Kürdistan’da aynı resmi protokolle karşılanınca burada hakaretler sıralanıyor:
“Papa’yı memnun etmek için neredeyse din değiştirecekler!”
“Barzani’ler Papa’nın dibinden ayrılmadı!”
“Erbil’de dini ayine 10 bin insan katıldı!” (Sanki katılan Kürtler, vaftiz olmak için katılmış gibi bir hava estiriliyor. Oysa Kürdistan’da Süryaniler, Ermeniler, Ezidiler, Kakailer...gibi birçok farklı inanç mensubu bulunuyor.)
Papa’nın bu önemli mesajlar içeren gezisini gölgeleyen hakaretler silsilesini bir yana bırakırsak gezilen noktaların sembolik olarak ayrı bir öneme sahip olduklarını özellikle vurgulamak gerekir.
Aslen bir Cizvit papazı olarak yola çıkan “Kimyager ve filozof” etiketli Papa’nın; Necef’te Sistani ile Ur kentinde ‘Dinlerarası Dialog’ temalı toplantı ile Erbil’deki stadyumda yaptığı ayin ile Musul’da yaptığı açıklamalar ile ele alınması gerekirken gezinin Kürtlere ve Araplara hakaret üzerinden ele alınması ilginç değil mi?
- Tehdit Kısırdöngüsü! ABD ve Siyonistler İran’a, İran Onlara Tehditler Savuruyor.
Önceki gün Siyonist Savunma Bakanı Gantz; “İran’ın nükleer tesislerini vurmaya yönelik planlarını güncellediklerini” açıklamış bunun üzerine İran Savunma Bakanı Hatemi de;
“Bir saldırı olması halinde Tel Aviv ve Hayfa’nın vurulacağı “ tehdidinde bulunmuştu.
Tehditler döngüsüne ABD cenahı da katıldı.
ABD Savunma Bakanı Austin, Irak’taki Ayn el Esed Askeri Üssü’nün füzelerle vurulması üzerine İran’ı işaret ederek;
“ABD’nin kendi seçeceği yer ve zamanda saldıracağını” söyledi.
Görünen o ki bir kez daha tehditler havada uçuşuyor.
‘Ancak büyük ormanları küçük bir kıvılcım yakar’ misali bu tehditlerden sonra olası küçük bir saldırı tüm Ortadoğu’yu ateş alanına çevirir.
Doğrusu şu anda böylesi büyük bir savaş için Ortadoğu’nun hazır olmadığını, daha çok Asya Pasifik Bölgesi’nin bu iş için hazırlandığı söylenebilir.
Neden mi?
Çünkü ‘Böyle buyurdu Kissinger!’
97 yasşındaki Henry Kissinger Avustralya’da yaptığı bir açıklamada 3. Dünya Savaşı’nın yakın zamanda başlayacağını ve savaş alanının Pasifik Bölgesi olacağını söylüyor.
Hatırlanacağı gibi birkaç yıl önce de Kissinger “3. Dünya Savaşı’nın yaklaşmakta olduğunu ve bunu görmemek için kör olmak gerektiğini” vurgulamıştı.
Kısacası; Siyonist Evangelistler hızla Megiddo Ovası (Armageddon Savaşı/Kıyamet Savaşı’nın olacağı söylenen yer) için hazırlanırken İslam Dünyasında günlük yaşam iş aş ekseninde devam ediyor.
Ama ilginç olan Kissinger’in Pasifik Bölgesini işaret etmesidir.
Bu kimseyi yanıltmamalıdır.
Çünkü olası bir açık savaşta (Şu anda gizli savaş tüm hızıyla sürmekte) ikinci cephe kesinlikle Müslümanlarla Siyonistler arasında olacaktır.
Bunu biz söylemiyoruz. Söyleyen Mr Kissinger’dir yine.
Tabii ki kehanette bulunmuyor zat-ı namuhterem.