-Fatih Altaylı Kafayı Neden Mesut Özil’e Taktı?

Futbolu, oynamayı seven ancak takımları ve futbolcuları gölge gibi takip etmeyi zaman kaybı olarak görenlerdenim.

Buna rağmen Fatih Altaylı’nın, Fenerbahçe’nin yeni transferi Mesut Özil hakkındaki yorumlarını bir futbol hayranı saikiyle değil de Laikliğin ideolojik tetikçiliğini yapan bir kalemşör edasıyla yaptığını görünce olayın ‘Kabak tadı verdiğini’ düşündüm.

Bunlar gece gündüz futboldan bahsetseler de ideolojik körlükten dolayı her şeyi ideolojik şablonlarına arz edip onunla ölçüyorlar. Bu dinsel şablonlarına uymayan bir nokta bulmaları halinde hemen basıyorlar feryadı.

İşte yılların sözde gazetecisi Fatih Altaylı’nın Mesut Özil ile ilgili yorumu da bu minvalden.

Altaylı’nın sözlerine bakın;

“Mesut Özil’i sosyal medya hesabı üzerinden izleyenler Özil Fenerbahçe’ye futbolcu olarak mı geldi yoksa Fenerbahçe Camii’ne imam mı oldu ayırt etmekte zorluk çekebilirler.

Çünkü Mesut Özil bol miktarda İslami paylaşım yapıyor.

Birileri “Ne o İslami paylaşımlardan rahatsız mı oldun” falan demesin.
Hiç ama hiç olmadım.

Selefi alimlerden paylaşımlar yapması “Cumhuriyet değerlerinin yılmaz bekçisi” olduğuna inandığım Fenerbahçe Spor Kulübü’nün sorunudur, benim değil.

Ancak bugün Cuma münasebetiyle yaptığı paylaşım, benim “Mesut Özil ne yerli ne de millidir” fikrimin doğruluğunu kanıtlar nitelikte.

Mesut, sosyal medya hesabına Fenerbahçe forması ile ellerini açıp bir cami önünde dua ettiği bir fotoğraf koydu.

“Ne güzel” diyecekseniz demeyin.

Çünkü Mesut Özil’in önünde dua ettiği camii Türkiye’den değil…”

Altaylı’nın şikayeti derin. Çünkü Mesut, maçlardan önce ellerini açıp dua ediyor, bazı âlimlerin meşhur sözlerini paylaşıyor ve Cami fotoğrafı önünde paylaşım yapıyor. Ve ona göre bunlar Cumhuriyet değerleriyle örtüşmüyor. Öyle ki bu konuda topu FB’ye atıyor.

Dediğim gibi Altaylı’nınki ideolojik körlük. Bir dönüp baksa nice Hristiyan futbolcunun ‘istavroz’ çıkardıklarını da (Haç işareti yaptıklarını) görecekti.

Ama mesele tanınmış bir futbolcunun İslami sembolleri kullanmasına gösterilen tahammülsüzlüktür.

İslami sembolleri direkt hedef alamayanların yapacağı şey ya dolaylı yollardan bu sembolleri değersizleştirmek ya da görünür olmaktan çıkarmaktır.

Altaylı da konjonktürden dolayı ikincisiyle uğraşanlardan…

-YPG Roj Peşmergeleriyle Kaynaşacak Mı?

ABD uzun süredir Kuzey Suriye ile ilgili bir proje yürütüyor.

Daha önce Kuzey Irak Kürdistan’ında yaptığı gibi burada da Kürd grupları bir araya getirip Özerkliğe giden yolun yapı taşlarını döşemek istiyor.

Buna yönelik olarak ABD Dış İşleri Bakanlığından bir heyet, PYP/SDG/PKK (PYNK) ile Barzani’ye yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS)’nın siyasi entegrasyonunu geliştirmek için tekrar Suriye’nin kuzeydoğusuna gitmiş.

Yapılacak anlaşmaya göre ENKS’ye yakın 6 bin Roj Peşmergesi’nin SDG ile koordinesine başlanması hedefleniyormuş.

Kürdler açısından bakıldığında bu girişimlerin sonucundaki olası bir Özerkliğin büyük bir kazanım olacağı söylense de; işin başında ABD istihbaratının olması ve sonunda da bu Özerk yapının PYD/YPG/SDG/PKK’nin kontrolüne verileceğinin söylenmesi endişeleri artırıyor.

Çünkü;

1)ABD’nin hiçbir etnik unsurun hele hele Kürd’lerin karakaşı kara gözü için bu kadar uğraşmadığı aşikâr olduğuna ve

2)YPG/PKK’nin ideolojik saplantılarının Kürd’lere hiçbir fayda getirmediğinin tecrübelerle ortada olduğuna bakıldığında bu çalışmalardan hayırlı bir netice çıkmayacağı anlaşılıyor.

PKK zihniyetinin, Kürdleri kucaklayan ve kısmen de olsa İslami muhafazakârlığa yatkınlığı asla tasvip etmediği bilinen bir realite.

Kürd halkının dini değerlerine savaş açan Marksist-Lenininist bir yapılanmanın(PKK’nin), Kürdlere özgürlük, eşitlik, adalet ve saltanat getireceğini düşünmek safdillikten başka bir şey değildir.

Nitekim Kuzey Suriye’deki birkaç yıllık uygulamaları bunun açık pratiği olarak yeterlidir.