-“Yargımız 6-8 Ekim’in hesabını soruyor”(!)

Böyle demiş Sn. Erdoğan. İnşallah öyledir. Ancak bu iş niye 6 yıl sonra oluyor sorusunun yanında katliamların tek müsebbibleri HDP’liler miydi, sokakları onlara terk eden devlet görevlilerinin hiç mi suçu yoktu? Sorusu da cevap bulmuş değil maalesef.

--Macron’un kara komedisi!

Fransa Cumhurbaşkanı Macron “ayrılıkçılık” üzerine düzenlenen bir toplantıda birbirinden ilginç şeyler söyledi.

Macron, Fransa'da dinin eğitim ve kamu sektöründen çıkartılması için yeni adımlar atılacağını ve bu anlamda 'hiçbir taviz' verilmeyeceğini belirterek
"İslam, sadece kendi ülkemizde değil, bugün dünyanın her yerinde kriz içerisinde olan bir din" dedi.

Macron, "Laiklik, birleşik Fransa'nın çimentosudur" diye konuşarak İslam'ı dış güçlerin etkisine karşı 'özgürleştirmeyi' amaçladıklarını da vurguladı.

Doğrusu “nerden tutsan elinde kalır” durumu.

Macron’a göre İslam kriz içerisindeymiş(Haşa). İlginçtir Fransa’nın ve Batı Dünyası’nın içinde bulunduğu aşikâr (İdeolojik ve sosyolojik) krizlere değinmiyor. Oysa Batı’nın, insanlık için sorun merkezi olma sorunu gün geçtikçe büyüyor

Macron, Müslümanlar kriz içinde deseydi anlaşılır bir şey olurdu. Ancak İslam’ın kriz içerisinde olduğunu ve kendilerinin onu özgürleştireceklerini söylemesi ancak kara komedi olur.

Macron’a en güzel cevap Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Karadaği’den geldi;

"Arap ve İslam dünyasında pek çok ülkede iktidardakilerin, sizin ürününüz veya tebrik ettiğiniz darbeciler olduğunu size hatırlatırız. Sayın Macron, krizde olan sizlersiniz. Ahlaki, insani ve siyasi krizlerle yıkılıyorsunuz."

-- Kılıçdaroğlu’nun açıklaması

Kılıçdaroğlu bir gazeteye yaptığı açıklamada “Türk Dış Politikasında TBMM'nin devre dışı bırakıldığını ve Türkiye'nin yalnızlaştığını belirterek, Erdoğan'ın kendilerine danıştığında dış politikada dışarıya karşı daha kuvvetli olacağını savundu.

Türkiye’nin şimdiki dış politikasının dört dörtlük olduğu söylenemez ancak CHP ve Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan dış politikada bizi dinleseydi…” diye başlayan cümlelerini şöyle tamamlayabilir miyiz? -Türkiye tamamıyla içine kapanacak ve zamanla önce ekonomik sonra coğrafik olarak erimeyle yüz yüze kalacaktı-Türkiye tekrar bazı emperyal güçlerin uydusu haline gelecek ve emir eri vasfıyla yoluna devam edecekti.- Monşerler eskisi gibi el üstünde tutulacaktı.-Laik Kemalist öğeler yine ahkâm kesecek bir kaşık suda fırtınalar koparacaklardı.

CHP ve Kılıçdaroğlu’nun bu ülkeye ne geçmişte ne de gelecekte sunabilecekleri kapsamlı bir vizyonları olmadığı halde devamlı Laiklik gölgesinde ‘kaçak güreş’ ile işi götürmeleri ilginç değil mi?

--İlginçtir hem Ermenistan saldırıya uğradığını söylüyor hem de Azerbaycan!

Ermenistan tüm dünyaya saldırı altında olduklarını ve “Türklerin yeni bir soykırıma hazırlandıkları” yalanını atadursun Azerbaycan katledilen sivillerin görüntülerini paylaşarak yeni bir Ermeni saldırısı altında olduğunu belirtiyor. Hangisi saldırırsa saldırsın ortada olan tek gerçek;  30 yıl önce işgal edilmiş bir Dağlık Karabağ olgusu var.

Azerbaycan, bir zamanlar ezanların özgürce okunduğu bu topraklarını tekrar geri almak için elinden geleni yapıyor, yapmalı da. Hatta asıl sorulması gereken; Azerbaycan bugüne kadar neden durdu? Sorusudur.

--İstanbul Havalimanı geçtiğimiz günlerde “Çin Dostu Havalimanı” olarak seçildi.

Şimdi bayram değil seyran değil bu nereden çıktı? İlginçtir İstanbul Havalimanı nasıl oluyor da Çin Dostu oluyor sorusu sorulmadı. Aslında soru sanki eksik ya da yanlış gibi duruyor. Şöyle mi sorulsaydı; İstanbul Havalimanı neden Çin dostu oluyor ve Çin dostu olunca ne olacak?

Acaba bu dostluğun “Bir kuşak bir yol” projesiyle bir ilgisi var mı?