Sonbahar, hüznün rengidir adeta, insana hem kaybettiklerini hem de ulaşamadıklarını hatırlatır.
Eylül de insanda darbeleri darbecileri hatırlatması nedeniyle ayrıca hüznü depreştirir.
12 Eylül askeri darbesi her zaman CIA casusu ve Türkiye masası şefi Paul Henze’nin dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’a rapor verirken söylediği “Bizim çocuklar başardı!” repliğiyle hatırlanacak.
Tabii sadece bu replikle değil. İbret alınacaksa birçok konuda adım atılmadan önce hatırlanması gereken bir darbedir 12 Eylül.
Mesela; darbe gününe kadar sokaklarda sağcı-solcu diye ayrılan veya ayırtılan gençlerin birbirlerini indirmeleri, 12 Eylül darbesiyle birlikte sokak olaylarının bıçakla kesilircesine aniden bitmesini soran bir gazeteciye Kenan Evren’in “Bekledik... Olayların olgunlaşmasını bekledik...” demesini,
Mesela; darbeden sonra Kenan Evren’nin “Bir sağdan bir soldan asın” demesi ya da koğuşlara “Bir sağdan bir soldan karışık bırakın denmesini,
Mesela; 17 yaşındaki Eren’in yaşının büyütülerek idam edilmesine yapılan itiraza Darbenin mimarı Evren’in “Asmayıp da beslese miydik?” demesini,
Mesela; bu kaotik süreçte 650 bin kişinin gözaltına alındığını, açılan 210 bin davada 230 bin kişinin yargılandığını, 7 binden fazla kişi için idam cezasının istendiğini. 517 kişinin "ölüm cezasına" çarptırıldığı süreçte, sıkıyönetim döneminde, 14 kişinin cezaevlerindeki açlık grevlerinde, 171 kişinin sorguda ve uğradığı işkencelerde, 49 kişinin de idam edilerek hayatını kaybettiğini.
Mesela; 14 bin kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığını, 30 bin kişinin "sakıncalı" olduğu iddiasıyla işlerinden edildiğini.
Mesela; başta Diyarbakır 5 no’lu cezaevi olmak üzere birçok cezaevinde mahkûmlara insanlık dışı uygulamaların yapıldığı, en iğrenç işkencelerin reva görüldüğünü, PKK gibi din karşıtı örgütlere, bu cezaevlerinde yapılan insanlık dışı işkencelerden dolayı zemin kazandırıldığı ve adam bulmasının yolunun açıldığı,
Mesela; Kendini Cumhurbaşkanı seçtiren Evren’in. Anayasa'nın 15. Maddesini ayarlatarak, askeri yönetim üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen geçici madde ekletmesini.
Daha sonra şimdiki iktidar tarafından yapılan anayasa değişikliğine binaen yeniden yapılan yargılamanın Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesinin sanıklar hakkında verilen hükmü usul yönünden bozmasının ardından 12 Mayıs 2019'da yeniden yargılama yapan Ankara 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, bu kez Evren ile Şahinkaya hakkında "kamu davasının ortadan kaldırılmasına" karar vermesini. Ayrıca Evren ve Şahinkaya'nın malvarlıklarına el konulması ve sanıkların TSK'den çıkarılması ile rütbelerinin geri alınmasına yer olmadığına hükmedilmesini,
Mesela; sokaklarda birbirlerini indiren gençlerden sonra bu darbe sürecinde yargısız infazlar ve işkencelerle insanların indirilmelerini,
Mesela; darbeden sonra askeri darbenin 5’li heyeti tarafından ana hatları belirlenen ve Danışma Meclisi tarafından hazırlanan ünlü 82 Anayasasının sözde halkoyuna sunulması ve ironik bir şekilde % 92 oy’la kabul edilmesi.
Mesela; 82 Anayasasının (2017’e kadar yarısı değişse de) ruhunun bir karabasan gibi vatandaşın ve azınlıkların üzerinde dolaşmaya devam ettiğini.
Mesela; 15 Temmuz Darbe girişiminde söz konusu olan FETÖ olduğu için (İslami yapı ve kesimlerle hiçbir ilgileri olmadığı halde) bu darbe girişimi üzerinden tarikat ve cemaatlere saldırma fırsatı kollayan CHP ve Sol/Laik/Kemalistler her nedense darbelerin şahı olan 12 Eylül hakkında sus pus olmalarını,
Mesela; 28 Şubat post modern darbesi İslami kesimlere yönelik yapıldığı için ‘Bin yıl sürecek!’ söyleminin uygulanamamasına içerleyenlerin 12 Eylül darbecilerine sessiz kalmalarını,
Mesela; bugüne kadar hiç kimsenin darbeci Kenan Evren ve Darbe Konseyiyle hesaplaşmadığını, ancak meydanlardan nice kez bunun propagandasından istifade edildiğini..
Tüm bunları unutmak mümkün değil.
Tabii bunları unutmazken daha bir iki hafta önce bu ülkede yine darbe tartışmalarının yapıldığını da unutmamak gerekir.