Hamd, bizi en güzel şekilde yaratan, hidayetle nimetlendiren, hanginiz daha güzel amel işleyecek şuuruna erdiren; sabrımızı ölçmek için sıkıntı, zorluk, eziyet, hastalık veren; şükrümüzü görmek için imkân, güç, huzur, sıhhat veren ALLAH`a olsun!
Salat ve selam âlemlerin efendisi, yolumuzun güneşi ve müminlere şu zorlu dünya yolculuğunda ‘en güzel örnek olan` Resulullah Muhammed aleyhisalatvesselam`a olsun!
Değerli ve değeri kelimelere yüklenemeyen, İslam davasının günümüz YUSUFÎ Kardeşleri!
Satırların evvelinde ne kadar güzel ve kıymetli oluyorsa o şekilde sizi selamlar ve kardeşliği iliklere kadar hissettiren bir muhabbet ve özlemle kucaklarım...
Bu satırları ne bir sitemin telafisi, ne de gecikmiş bir namenin özrü sayınız; çünkü dışarıda ve uzakta dediğiniz kardeşler biiznillah Yusufîlere dönük özlem ve muhabbetlerini gönül, dua, hatır ve çaba dünyalarında bir name olarak sürekli yazıyorlar...
Elbette sizin gibi soğuk dehlizlerde, nemli duvarlar, dar mekânlarda olan Yusufî şahbazların neticede bir insan olmanız hasebiyle gönle yakın olanın mekâna da yakın olması tarzından namelerini beklemeniz ve kardeşin kokusu, değeri ve hasretinin bir şekilde sindiği kâğıtları elle tutmanız, gözle okumanız hakkınızdır. Bu hakkın bu şekilde kullanılması muhakkak arzumuzdur.
Rabbimizin keremine ve lütfuna sonsuz hamd ve şükürler olsun ki, zannımca “Karanlık dehlizlerde söylemeye çekindiğiniz hakikat, gün gelecek çatılardan haykıracaksınız!” hakikati bir nebze gerçekleştiği ve bu doğrular, hakikatler ve sadra şifa hitablar ‘gazete, dergi sütunlarında; televizyonumuz Rehber ekranında; Muhammedî sevdaya vurgun meydanlarda` beliğ dillerle duyulduğu, izlendiği ve görüldüğü içindir ki bunu da birer name/mektup sayılacağı, kabul edileceği hasebiyle aynı görevi icra edeceğini sandık.
Bu sanı eğer, bir yanılgı ve ihmal hanesine yazılmışsa hakkınızı helal edin; yoksa size iki kelam yazacak hal ne kalem ve kâğıdı tüketir ne de zamanımızdan bir şeyler eksiltir; aksine sizin gibi ayet müjdelerine ve hadis muştularına nail olmuş bir mirasın varisi kardeşlere yazmakla kalem ve kâğıdımız bir paha kazanır ve zamanımız kardeşe bir tebessüm, bir selam hanesinde sevapla dolmuş olarak şereflenir.
Bir de şu nokta unutulmamalıdır; bu halimiz ihmalkârlık ve mekânsal uzaklığın yüreksel uzaklıkla aynı olduğu sitem ve değerlendirmesini hala siz Yusufîlerin yanında canlılığını koruyorsa böyle bir durumda da biz aciz ve kadirşinaslık eksikliği yaşayan kardeşlerinizi Allah Resulü(s.a.v)`in yıldız emsal sahabelerinden bazılarının bazen yaptığı zaaf ve hatalar gibi görüp af, helallik ve hoşluk basamağında karşılayın!
Bizim cephemize gelince bilin ki, bireysel bazı tembellik, nemelazımcılık ve kenara çekilmişlik istisna örnekler dışında yükün ve sorumluluğun her geçen gün ağırlaştığını ve lokal düzeydeki bir bölgeyi aşıp coğrafyalaştığını hatta oradan da ümmetleştiğini söyleyebiliriz.
On yıl öncesine kadar unutulmuşluk, ihmal, iftira ve zulüm cenderesi yaşayan; kuşatılmışlığın cenderesi içinde ancak kendini ve biraz da aile ve kardeşlerini iman ve rahatlık yönünde tefekkür edenler bugün Kelhaamed`den Söz ve Kalem`le Doğruhaber`lerle Rehber`liğin kılavuzluğunda İnzar`la mazlum bir İslam coğrafyasının İttihad`ı sağlama sahasında koşuyor ve yoruluyorsa eni gökler ve yerler genişliğinde olan bir Cennet ikramı ve Cemalullah`ın temaşası kadar büyük bir nasipliğin yanında sabrı da şükrü de, zorluğu da kolaylığı da çok görülmese ve küçünmese gerektir.
Sözlerin sonuna dost muhabbetinde erişilmek istenmese de her şeyiyle hitama aday bir hayatın cüzlerinin de er veya geç hitama ermesi gerekir. Bu hitamın ahirinde bir gözü dışarının genişliğinde bir gözü içerinin darlığında olan bir bedeni yani YUSUFÎ ve EBU Mazlum`ları asla birbirinden kopuk, ayrı, uzak ve bir diğerini unutmuş göremeyiz.
Zindandan Mektuplar sayfasının birçoğumuz için okuma ve hatıraları canlı tutma sofrasının başköşesinde olduğunu bilmem söylemeye ve itirafa gerek var mıdır?
Emniyetli bir sığınak, selametli bir kale olan iman ve hidayetin ikram edicisi olan ALLAH`a ısmarlanmanız ve ısmarlanmamız umuduyla;
ESSELAMU ALEYKUM VE RAHMETULLAHİ VE BERAKATUHU
Not: Bu mektup daha önce bir kardeş adına yazılmıştı, önemine binaen genel bir hitapla köşemize taşındı.