Gazze mezaliminin 15. ayını geride bıraktığı bir demde ekranlara, çarşı pazara, dergi ve gazetelere, ilan panolarına ve sosyal medyaya bakıyoruz.

Yeni bir miladi yılın arifesinde inancımıza, İslam’ımıza ve sosyal yapımıza uymayan bazı çalışmalara, hazırlıklara, teşviklere ve reklamlara şahit oluyoruz.

Hıristiyan âdeti olan yılbaşını kutlama hazırlığı,

Noel Baba figürüyle Hıristiyanlığı sevdirme ve meşrulaştırma çabası,

Kumarın alası piyangoyla insanları harama düşürme, umutlarıyla oynama gayreti…

Sanki ısrarla kâfirlere benzemek, Hıristiyan ve Yahudilere özenmek için bir çaba var kendine Müslüman’ım diyen çoğumuzda.

Ve hayret ediyoruz, üzülüyoruz, utanıyoruz ve kahroluyoruz.

Batı tarafından ‘özgürlük, insan hakları ve ilerleme’ diye kandırılan biz.

Yurtları, beldeleri çeşitli bahanelerle işgal edilen, yakılan ve yıkılan biz.

Kültür, edebiyat, sanat, dil ve yaşam tarzı çerçevesinde ithal erozyona uğrayan biz.

Gözlerimizin içine baka baka Gazze, Lübnan, Yemen, Doğu Türkistan ve birçok İslam beldesinde talan, katliam, zulüm ve asimilasyonla tezyif ve tahkir edilen biz.

Sayısal çokluğumuza kör, kardeşlik potansiyelimize sağır ve birlikteliğimize lal biz.

Bir boykotu, protestoyu, karşı çıkışı ve eylemliliği hayatımıza dâhil etmekten aciz biz.

Ve celladımıza âşık olmuş gibi, tüketim çılgınlığına aldanmış gibi ve sahtelikleri taklide mecburuz gibi Batı’nın, batılın ve zalimin peşinde koşan yine biz…

Oysa dün de bugün de sömüren, zulmeden, işgal eden, ümmeti birbirine kırdıran ve Allah’ın dinine savaş açan Batı’dır…

Bir ucu ABD, bir ucu israil; başka ucu İngiltere, Rusya ve Çin olan batıldır kastettiğimiz Batı’yla…

Leş kargaları misali üstümüze üşüşen, bizi birbirimize kırdıran, küstüren ve dövüştüren haçlı, emperyalist, siyonist, evanjelist ve komünist habis fikriyat olan Batı’dır kastımız.

Oysa Allah (c.c) ve Resulü Muhammed aleyhisselam bu zalim, batıl ve haramzadeyi bize ayet ve hadislerle gösterdiği halde bize ne oluyor da hala onları benimsiyor ve taklit ediyoruz:

“Zulüm yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka velileriniz de yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz." (Hûd, 113) 

 “Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bundan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Maide, 90)

"Kim herhangi bir gruba benzerse o da onlardandır.” (Ebu Davud Libas, 4; Müsned,11/50) 

İnsan ancak sevdiğini, takdir ettiği ve büyük gördüğünü taklit eder. Bilelim ki şeklen taklit itikadî taklide götürür. Yani Hıristiyanların bayramını kutlamak İslami esasları kabul etmiş bir kimsenin inancını sarsabilir. Bu nedenle Hıristiyanların âdeti olan miladi yılbaşını kutlamak Müslüman bir kimse için caiz değildir, haramdır.

Ha birileri illa ki ben eski yılı bitirip yeni yıla girerken sevinmek ve mutlu olmak istiyorum yani kutlamak istiyorum mu? Diyor.

O zaman; yeni bir yıla başlayan Müslüman gecesini haramlarla, zil zurna sarhoş olmakla, kanımızı akıtanları, beldelerimizi işgal edenleri ve dinimizle alay edenleri taklit etmekle değil geride bıraktığı bir yılda Allah’ın rızasına uygun olan ve olmayan amellerinin muhasebesini yapmakla geçirmelidir. Yeni bir ömür fırsatını vesile ettiği için dua, ibadet ve şükürle geçirmelidir.

Ha, hala zevk ve eğlenceden dem vuran ve bu bir ihtiyaçtır diyen varsa buyursun:

“Helal dairesi keyfe kâfidir.”