Gazze direniş hattı için çok şey konuşuluyor, anlatılıyor ve yazılıyor.

Madalyonun bir yüzünde on aylık bir vahşet, kıyım, katliam ve dram var.

Ve bu zalim, rezil tablonun müsebbibi siyonist alçaklık ve Batı barbarlığıdır.

Madalyonun diğer yüzünde on aylık bir cihad, izzet, davetçi ahlakı ve zafer var.

Ve bu aziz ve onurlu tablonun vesilesi HAMAS’la beraber tüm direniş eksenidir.

Diğer halklar, bu iki tabloya göre imtihanını veriyor:

Kimi zalimin yanında yer alıp akan mazlum kanına ortak oluyor.

Kimi mazlumun yanında saf bağlayıp cihad ve direniş semeresinden nasipleniyor.

Kimi de dost görünümlü olup niyetiyle ve tutumuyla düşman beter düşmandır.

Filistin, Kudüs, Aksa ve Gazze’ye taraf; İ*rail, Telaviv, siyonizm ve yaldızlı yalanlara hasım olan, olduğunu bilen ve iddia eden erdemli insanlara ve Müslüman ümmete dün, bugün lazım olan ve yarınlarda lazım olacak şudur:

Mescid-i Aksa davasını bilinçli savunmak,

Kudüs meselesini doğru bilmek ve anlatmak,

Filistin’in işgal edilmiş topraklarından gasıp İ*rail’in defi için kamuoyu oluşturmak,

Sivil, meşru ve etkili her türlü eylem içinde yer almak,

İ*srail’e doğrudan veya dolaylı destek veren yerli yabancı, özel tüzel tüm kişi, kurum, yapı, şirket ve AVM’yi her zaman ve sürekli boykot etmek, boykot etmek ve boykot etmek…

İşveren, işyeri sahibi, çalışan ve müşteri her kimsen ve her kim isek ‘maişetim, zarar ederim, bunu satmazsam mal alamam, bu daha iyi ve kaliteli’ gibi sebeplere sarılmadan BOYKOT’u devamlı ve yaygın hale getirmek…

Sana meşru olan, lazım olan, iyi olan her mal ve eşyaya verilen para kuruşuna kadar bomba, silah ve kurşun olup o mazlumlara yağmaktadır.

Bu sebeple meşru sandığın hiçbir gerekçe ve haklı olduğuna inandığın hiçbir mazeret mazlum kanına giren katil olmaktan seni kurtaramayacak!

Yarın mahşer meydanına Gazzeli, Yemenli ve Lübnanlı anneler babalar başı kopmuş, gözü çıkmış, uzuvları parçalanmış masum çocuklarının bedenleriyle Allah’ın huzuruna çıkıp zalim ve zalime yardım etmiş tüm insanlığı şikâyet edecekler.

Peki, dükkânından, rafından, poşetinden ve ağzından ‘Coca Cola, Pepsi, King Burger; Starbucks, Falım, Algida ve diğer’ boykot ürünlerini eksik etmeyen sen mahşer gününde Rabbi’nin huzuruna ne ile varacaksın?

Emin ol! Bugün Gazzeli mazluma kurşun olan bu yiyecek ve içecekler mahşer alanında boykotu önemsemeyen ve mazeretle geçiştiren herkesin üzerine Cehennem ateşi olarak yağacaktır.

Boykot, sadece halkların işi midir?

Elbette değildir.

Halkları idare edenler, kim olursa olsun, hangi ülkeyi idare ederse etsin İ*srail’le tüm ilişkileri amasız fakatsız kesmelidir.

Vahşi siyonistten gelen ticaret ne kadar allı ballı olsa da, siyasi alanda ciddi tazyikler oluştursa da derhal kesilmelidir.

Ülke sınırları içinde İ*srail’e doğrudan ve dolaylı destek olan tüm firma ve şirketlerin alımını durdurmalı, ülke sınırına sokanları cezalandırmalı ve bunların mallarını satan tüm ticari kuruluşları bu malları satmaktan men etmelidir.

Aksi halde idareci ve yöneticinin durumu daha vahimdir; çünkü halk, birey kendinden sorumlu iken idareci ve yönetici tüm yönettiklerinden ve idare ettiklerinden sorumludur.

“Kim zerre miktarı hayır/iyilik yapmışsa onu (karşılığını) görür.

Kim de zerre miktarı şer/kötülük işlemişse onu (karşılığını) görür.” (Zilzal Süresi: 7-8)

Yusuf ARİFOĞLU