7 Ekim Aksa Tufanı’ndan bugüne geldiğimiz süreçte HAMAS’lı mücahidlerin dillere destan direnişi ve şanlı cihadı, israil ve destekleyicilerinin soykırımı da aşan vahşeti ve dünyanın dört bir yanına yayılan küresel intifada bize ısrarla şu dersi veriyor:

Ey dünyanın vicdanlı insanları, merhameti yitirmemiş kitleler ve imanı kuşanmış müminler!

Siyonizm’i iyi tanıyın. Siyonizm’i tanımadan, Siyonizm’in şeytana rahmet okutturan hile ve desiselerini bilmeden mazlumlar adına çıktığınız yolda yanılabilir ve yanıltabilirsiniz. Farkına varmadan düşmanın değirmenine su taşıyan gönüllü bir katkı sunan olabilirsiniz ve maazallah Gazze’de işlenen insanlık dışı cürme bilmeden ortak olabilirsiniz.

Doğru bilgi doğru tanıma, doğru tanım doğru algıya, doğru algı doğru söyleme, doğru söylem doğru eyleme, doğru eylem doğru sonuca ulaştırır.

Doğrulara ve doğrularla gidilen bir yolda araya sıkışmış veya sıkıştırılmış bir yanlış birçok hesabı alt üst edebilir. Bu sebeple Siyonizm üzerine yazılmış, anlatılmış hakikat mecralı ve tecrübe neticeli bilgileri iyice okumalı, öğrenmeli, anlatmalı ve uygulamalıyız.

Kendisini iman, hak, cihad ve adalet nuruyla aydınlatacağımız karanlığı ve karanlığın modunu iyi bilmeliyiz. Bu vesileyle birkaç cümleyle ve bir anekdotla da olsa Siyonizm’e dair yeniden bir bilgi tazelemesi yapalım:

“Siyonizm, örgütlü mutlak bir kötülüktür.

Siyonizm, Kur’an ayetleriyle deşifre edilmiş bir zillet ve ihanettir.

Siyonizm, haklı ve doğru olanlar meşgul etmediği/edemediği için dünya siyasetini, teknolojisini, medyasını, sermayesini, eğitimini ve ulusal/uluslararası tüm kurumlarıyla işgal etmiş bir gasıptır.

Siyonizm, bir tava yumurtasını pişirmek için dünyayı rahatlıkla ve hiç gocunmadan ateşe verebilecek kadar vahşi ve barbar bir zihniyettir.

Modern çağda ‘demokrasi, insan hakları, özgürlükler, çeşit çeşit ideolojiler, futbol, AVM’ler; BM, NATO ve AB gibi emperyalist yapılar Siyonizm’e hizmet ve kalkan için üretilmiş ve tedavüle konulmuş soyut ve somut yapılardır.”

“II. Dünya Savaşı’nda Almanların eline düşen Rus bir esirin günlüğüne şunlar yansır: ‘Almanlar, biz esirlere derin bir çukur kazmamızı emrettiler. Çukuru kazdıktan sonra ellerindeki Yahudileri getirerek çukura attılar ve bizden onları canlı canlı gömmemizi istediler. Bizler bunu reddettik. Bunun üzerine Alman komutan Yahudilerin çukurdan çıkarılıp bizim çukura atılmamızı emrederek çukurdan çıkan Yahudilere ise bizi canlı canlı gömmelerini söyledi. Yahudiler gözlerini dahi kırpmadan bizim üzerimize toprağı atmaya başladılar. Tam toprak bizleri yutmak üzereydi ki, Alman komutan onlara durmalarını emretti ve bizleri çukurdan çıkardılar. Sonra Alman komutan bize dönüp bağırarak ‘Bakın, Yahudilerin nasıl bir millet olduğunu ve onları neden öldürdüğümüzü görmenizi istedik!’ dedi.”

Siyonizm’i tanımak, Siyonizm’le mücadele etmek adına önemlidir.

Düşmanın gücü, stratejisi, yerel ve küresel etkisi, zaafları düşmana karşı nasıl mücadele edileceğine dair bilinmesi ve es geçilmemesi gereken önemli hususlardır.

ABD ve Batı’daki Gazze destekli üniversite direnişlerini ve Diyarbakır’da Peygamber Sevdalıları’nın hafta sonu gerçekleştirdiği Mevlid-i Nebi etkinliğini bu perspektiften okumak lazımdır.

Aşağıda meali verilen ayet de bu bağlamda iyice özümsenmeli ve eylemselliğe dönüştürülmelidir:

“Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.” (Enfal: 60)