Bu haftanın en güzel haberi, programı, görseli ve sevinci Kur’an Nesli Platformu’nun birçok ilde düzenlediği ‘Hayat Namazla Güzeldir’ etkinlikleriydi. Bu etkinlikler, yeni neslin namaz nesli olacağı yönündeki umutlarımızı artırırken nesli ifsad etmek isteyenlerin yüreğine de bir korku olarak yerleşti. Bu korkunun kimi karanlık ‘ODA’larda, sapkınlığın ‘SÖZCÜ’lerinde ve kimi ‘KeReTa’ ekranlarda yer alması yapılan programların ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Namaz programlarına katılan minik yürekler, cemaatle kıldıkları namazla hayatlarına ve izleyenlerin anılarına unutulmaz güzellikler kazıdılar. Binlerce çocuğun bir ağızdan ‘tekbir ve salavat’ getirmesi gökteki melekleri dahi şenlendiren bir avaz ve kıvamdaydı.
Namaz etkinliğine katılan küçük çocuklara bakıp büyük dersler almak lazım. Nedense toplum olarak Allah’ın razı olduğu ve sevdiği bu gibi işleri ve etkinlikleri görmezden geliyoruz. Oysa bilmeliyiz ki bizlerin hem dünyası hem de ahireti için asıl kazanç bu manzaraları yaşamak ve yaşatmaya vesile olmaktır. Peygamberimiz aleyhisselam bir gün ashabından mescidin yanında çamur yoğurmalarını ister. Sahabe şaşırır ve sorar, ‘Neden ey Allah’ın Resulü?’ Allah Resulü aleyhi selam şöyle buyurur; ‘Siz burada çamur yoğursanız çocuklar gelip oynayacak ve çamurla oynayan çocuklar mescidi görecekler ve mescidin sevgisi onların kalbine girecek.’ Onun için görsellik önemlidir. Başörtülü minik kızlar, takkeli çocuklar, camiye giden çocuklar, içinde namaz kılınan evler… Yani bunlar hepsi bir mesajdır.
İbn-i Haldun der ki, ‘Çocuklarınıza anlatmayın, onlar zaten sizin adımlarınızı takip edecekler.’ Eğer bir evde Allah’ın istediği bir program varsa, o aile İslami bir aile çabası içerinde olmaya çalışıyorsa, ezanla birlikte o evde namaz kılınıyorsa o evin çocuğuna ‘namaz kıl!’ demeye gerek yoktur. Allah’ın izniyle o çocuk namaz kılacaktır.
Bazıları Allah muhafaza yanlış yollara sürüklemek için spor, aktivite, yarış, bale, gitar ve film gibi bazı faaliyetler ve programlar adı altında çocuklarımızı bizden çalmaya çalışıyorlar. Ama bizim çocuklarımız namaz kılınca, camiye gidince bu onları kahrediyor. Bu durum onların gazete ve TV’lerinde afişe ediliyor. Milletvekillerinin aracılığıyla bunu meclise taşıyorlar. ‘Nereye gidiyor bu ülke?’ diye bas bas bağırıyorlar. Allah’ın izniyle bu ülke İslam ülkesidir, Müslüman toprağıdır, İslam ülkesi ve Müslüman toprağında çocuklarımızın, kızlarımızın gideceği adres bellidir, orası da camidir. Yapacakları ibadet bellidir, o da namazdır.
Nesillerimizi namazsız bırakmayalım. Çocuklarımıza namaz sevgisi ile ilgimiz sadece bir etkinlik olarak kalmasın. Evde namaz kılarken çocuklarımızın da yanımızda bulunmasına dikkat edelim. Namaz çocuğun zihnine ve gönlüne yerleştiği zaman Allah’ın izniyle o çocuk nereye giderse gitsin o çocuk namaz sevgisini kendisiyle birlikte taşıyacaktır.
Namaz kılan bir çocuğun başka bir eğitmen, öğretici ve pedagojik formasyona ihtiyacı yoktur. Namaz kendi içinde insanı inşa eden, insanı maddi ve manevi bütün kirlerden ve pisliklerden temizler.
Hiç düşündük mü çocuklarımız namaza alışmadan, namazı sevmeden, namazla buluşmadan Allah onları bizden alırsa, biz o yürek acısı ile ne yapacağız?
Bugün dünyaları için kıyamadığımız çocuklarımız, yarın namazsız niyazsızlar olarak karşımıza çıkarsa ne yapacağız?