Kur’an-ı Kerim’e karşı olan düşmanlığın ve hadsizliğin her geçen gün arttığı bir dönemde Kur’an ehli her Müslüman’a düşen Kur’an’ı müdafaa etmesidir. Bu müdafaa, Kur’an’ı okumak, yaşamak, öğretmek, anlatmak ve O’ndan bahsetmekle olur.
Birkaç hafta, bu köşeyi Kur’an’ı anlatmak ve O’ndan bahsetmekle süsleyeceğiz inşallah.
Kur’an-ı Kerîm bütün insanlık ve özellikle mü'minler için büyük bir nimettir. Kur'an, samimiyetle mesajına kulak verenleri ve uyanları mahrum etmez ve onları dünyada söz sahibi kılar, ahirette ise kurtuluşa erenlerden eyler. Kur’an-ı Kerim’de Kur’an’ın kendisiyle ilgili doğrudan ve dolaylı olarak 100’e yakın ayet var. Bu ayetlerin bazılarına birlikte bakalım ve görelim Kur’an-ı Kerim, kendini insanlara ve müminlere nasıl anlatıyor ve tanıtıyor:
“Şayet biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, and olsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz.” (HAŞR/21)
"Şüphesiz, bu Kur’an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü’minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir." (İSRA/9)
“Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz." (İSRA/82)
“De ki: Eğer bütün insan ve cin (toplulukları), bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler. (İSRA/88)
"Biz onu (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o hak ile indi; seni de yalnızca bir müjde verici ve uyarıp-sakındırıcı olarak gönderdik. Onu bir Kur’an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik. De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur’an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar." (İSRA/105-107)
"Ağlayarak yüzüstü kapanırlar ve (Kur’an) onların huşularını arttırır." (İSRA/109)
“Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür. Dileyen ondan (Kur’an’dan) öğüt alır. O, değerli sahifelerdir. Tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifeler. Kâtiplerin ellerindedir, değerli ve güvenilir kâtiplerin.” (ABESE/11-16)
"Öyleyse Kur’an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın." (NAHL/98)
“De ki: “İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kur’an’ı) hak olarak Rabbinden Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) indirmiştir.” (NAHL/102)
"Kur’an okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki esirgenmiş olursunuz." (A’RAF/204)
"Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından, uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, âlemlerin Rabbindendir." (YUNUS/37)
"Bu (Kur’an), insanlar için basiret (nuruyla Allah’a yönelten ayet)lerdir, kesin bilgiyle inanan bir kavim için de bir hidayet ve bir rahmettir." (CASİYE/20)
“Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’an olsaydı(yine bu Kur’an sen olurdun)…”(RA’D/31)
“(Bu Kur’an) ayetlerini iyiden iyiye düşünüp tefekkür etsinler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.” (SAD, 29. Ayet)
“De ki: ‘Bu (Kur’an), büyük bir haberdir.” (SAD/67)
“And olsun, biz bu Kur’an’da, öğüt alıp-düşünsünler diye, insanlar için her bir misali verdik.”(ZÜMER/27)
“Biz bu Kur’an’ı sana vahy etmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber olarak sana aktarıyoruz, oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın.” (YUSUF/3)
KENDİ DİLİNDEN KUR’AN-I KERİM
Yusuf Arifoğlu