Sokaklar bugünlerde bir başka canlı...

Müminler, tatlı ve arzulu bir telaş içinde…

Şen şakrak bir tarzda Bayram’a, Kurban’ın bayramına bir hoş amedi var.

Bu sevinç demleri bir nebze de olsa payına tazyik, zulüm, işgal, hüzün, acı, gözyaşı ve keder düşen mazlumlar ve mahrumlar için bir ferahlama ve tebessüm getirir…

İmtihanın zorluğu ve sıklığı bu bayram günlerinde ümmetin selameti ve kardeşlik pekişmesi için fiili bir duaya dönüşür.

Allah’ın razı oluşu bilinci bir hoşluk getirir mümin yüreklere ve imtihan çilesi bu rıza haliyle Allah’a yakınlaşma fırsatına dönüşür.

Her bayram gibi bir Kurban daha cefa içinde de olsa mutluluk içinde de ‘mübarek olsunlarla’ yaşanır.

Hele bayram Kurban’sa, Allah’ın evinin misafirlerine bir iştiyak oluşturan Hac günleriyse bu sevinç tavan yapar ve neşe bonuslarıyla katlanır.  

Allah için namaz kılan her mümin, diğer ikinci emir olan ‘Kurban kesme’ telaşına düşer. Kurban kesme imkânı olmasa da canlarını ve mallarını cennet karşılığında Allah’a satan iman safında bulunmanın verdiği hazla bir kurban adayı olduğunu bilir.

Qerebe fiilinden qarib(yakın) olmaya vesile bu ibadet ve bayram günleri Allah’a kul olma izzetiyle yeniden yakınlık vesilesi, bir muhabbet dairesi ve iman pazarında bir cennet talipliği sunar.

Kurban, bir semboldür. Kulluğun göstere göstere gelen bir ibadet sunumu olur.

İbadet, zahiren bir prova, temsil ve roldür. Onu kabule, sevaba ve yakınlığa götüren üzerinde şekillendiği niyetin ihlâsıdır. Kesilen et ve kılların Allah’a ulaşamayacağını bilen Kurban taliplisi ve talihlisi Allah’a ulaşanın kalpteki takva olduğunu bilir.

Kurban, Habil gibi Allah’a en değerlisini ve kıymetlisini sunabilme aşkınlığıdır.

Kurban, Rabbine dost olabilme yolunda candan bile azizlerden vazgeçebilme kararlılığıdır.

Kurban, İsmail gibi kalbin özündeki doğruluk, teslimiyet ve adanmışlığı can sunağında sunabilmektir.

Kurban, Allah adına dinamik bir bilinçtir. İbadet, dua ve kurbanlarını putlar ve tağutlara sunan müşriklere mukabil kurban dâhil her iş, söz ve eylemi mümince bir edayla, Allah adıyla, Allah için yapabilme iradesidir.

Kurban, aslında Allah yolundan alıkoyan nefsi arzuları, şeytani vesveseleri ve şehevi azgınlığı kesip atma iradesidir. Bu bilinçle kurban kesim yerlerine gitme, kurban etini bu şuurla dağıtma güzelliğidir.

Kurban, sosyal bir realitede cemaat olma gerekliliğini göz ardı etmeden ifa etmek, yaşamak ve paylaşmaktır.

Kurban, hayır yoluna koyulan hayır gönüllülerine “De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir.” Ayetini bir rıza ve güzellik olarak kazıyan aşk ilhamıdır.

Kurban, tevhidi düşünceyle Hacer misali say etme,  İsmaili bir bilinçle hareket etme fedakârlığıdır.

Kurban; toplumsal çöküntüyü durduran, zihinleri hurafelerden arındıran, fahiş davranışları kontrol eden, zalimin zulmünü engelleyen ve batılın enkazını temizleyen çaba, cehd, cesaret ve adaletin provasıdır.

Sözün özü kurban, İslam davası için Hz. Hüseyin gibi ‘dinin ayakta kalması için’ boynu kılıçlara sunmanın adıdır.