Hak batıl, iyi kötü, doğru yanlış, haklı haksız ve masum müfteri mücadelesi günümüze olmayıp tarihsel bir sürektir. Dünya hayatını ilahi kudretin yazdığı bir senaryo gibi algılarsak bu hayata dâhil herkes kadersel kurgu içinde rolünü oynamaktadır. Kimin daha güzel amel işlediği veya daha kötü davrandığı bir hayat ayrışmasında rol oyuncusu olan insan kendine yakışanı yapmaktadır. Ayrışmanın en önemli ayağı, davranma nasıllığıdır.

Batıl Hakkı, kötü iyiyi, yanlış doğruyu tezyif etmek ve sindirmek için her yolu meşru bilmiş; iftira, hakaret, alay gibi en iğrenç yöntemlere başvurmaktan çekinmemiştir.

Allah’a iftira atmaya üşenmeyen ve O’na karşı haddini aşan bir insan Peygamberlere, salih insanlara ve Meryem gibi iffetli kadınlara da iftira atmaktan çekinmez. İftira, müfterilerin elinde en iğrenç bir silahtır. Çamur at, tutmazsa izi kalır darb-ı meselinin somut halidir.

Batılı temsil eden kötüler/çirkinler değil midir, Yüce Allah’a –haşa- iftira atmaktan çekinmeyen, O’na eş koşan, meleklere O’nun kızları ve İsa(a.s)’ya oğlu isnadında bulunan?

Batılı temsil eden kötüler/çirkinler değil midir,  kendilerine “Yeryüzünde fitne/fesat çıkarmayın!” denilince pişkinlikle ‘Biz ıslah, barış ve özgürlük taraftarıyız.’ diyen?

Batılı temsil eden kötüler/çirkinler değil midir, iktidarı gelince azgınlaşan, büyüklenen?

Batılı temsil eden kötüler/çirkinler değil midir, ekini, harsı ve ekonomiyi mahveden nesilleri ve insanları katleden?

Batılı temsil eden kötüler/çirkinler değil midir, BM, ABD, NATO, İsrail gibi isimlerle şeytanlaşan, İslam’ı düşman ilan bilen ve Müslümanları terörist gösteren?

Zulüm, tuğyan, isyan, hakaret ve alaylarına karşı ses yükselince, tepki verilince timsah gözyaşları içinde özürler beyan eden, her çirkin saldırı ve karalamanın arkasında durmalarına rağmen LGBTİ ve benzeri iğrençlikleri fikir ve tercih özgürlüğü sayan hep bu batıl temsilcileri, kötülük yolcuları, şeytan yavukluları ve nefis düşkünleridir.

Peygamber Efendimiz Muhammed aleyhi selama hakaret alçaklığı önce bir karikatürle başladı, bir filmle tırmandı, News Week’le dergi kapağına taşındı ve yakın zamanda şahit olduğumuz hakaret twitiyle haddini aştı. Peygamberimize dönük hakaretler, aşağılayıcı ifadeler, fena tasvirler aslında batılın başka yüzüdür. Daha da azgınlaşan ve Müslüman’ı tahrik etmeye çalışan başka bir çirkinliğidir.

Geçen hafta, bir Twitter hesabından canımız kendisine feda Efendimiz Muhammed aleyhi selama  için çok çirkin bir karikatür ile tahammül edilmesi imkânsız hakaret ve ithamları içeren sözler paylaşmıştır. Bu paylaşım, Peygamber sevdalısı ve vicdanlı insanları karşı cevap ve tavır noktasında harekete geçirmiştir. İslam, Kur’an, Peygamber ve inancı hedef alan bu saldırılara karşı sahiplenme adına elbette Müslümanlar ciddi tepki verdi veriyor ve vermeliler; çünkü İslam, Kur’an ve Peygamber aleyhi selam bir Müslüman’ın can, mal ve evladından daha azizdir.

Bu ve benzeri çukurlara ceza verilmemesini eleştiren bazı sosyal medya kullanıcıları ‘Atatürk’e hakaret şu kadar yıl, İslam’a ve Peygambere hakarete ceza yok!’ şeklinde paylaşım yapmışlar.

Haklılar; ama bu paylaşımları yapanlar, herhalde şunları bilmiyor olamazlar:

İslam, Kur’an ve Peygamber’e hakareti, saldırıyı kolay ve cazibeli hale getiren İstanbul Sözleşmesi, 6284 gibi kanunlar olduğunu unutuyorlar.

Hakareti yapan hesap, insanın ağzına bile almaktan imtina ettiği cinsel sapkınlıkların toplamını içeren @lgbtiorg adlı hesap twitter tarafından onaylıdır.

Hükümet olanlar, inanç ve değerlerimize yakın isimler olsa da sistem ve devlet laik ve Kemalist olduğu için güçsüz kalmakta ve muktedir olamamaktadır.

Dünyadaki ceza, zamanla sınırlıdır; ama ahiret azabı sınırsızdır:

“(Ey Muhammed) O alaycılara karşı biz sana yeteriz.” (Hicr 95)

“Andolsun ki, senden önce de resullerle alay edildi. O alay edenleri, alaya aldıkları (azap) her taraftan kuşatıverdi.” (Enbiya: 41)

Kâfirlere bir iç yarası ve kinlerinin ağızdan boşalmasına vesile olan Kur’an ve Peygamberimiz aleyhisselam müminler için tutunulacak iki sağlam kulptur. Hâsıl-ı kelam;

“Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara lâyıktır. O temiz olanlar, iftiracıların söyledikleri şeylerden uzaktırlar. Onlar için bir bağışlanma ve bolca verilmiş iyi bir rızık vardır.” (Nur: 26)