Bugünün şartları göz önüne alınarak siyaset, bu yeni gençliğin yani Z kuşağının dünyasına ‘doğru, sağlam, etkili ve kucaklayıcı bir tarzda’ nüfuz etmeli ve gençlerin bu doğrultuda kendini ifade edebilmesi için sosyo-psikolojik durumu dikkate alınmalıdır.
Gençlerin dünyaya bakışı ve dünyayı algılayış biçimi yaşlılardan çok farklıdır. Özellikle Z kuşağı dediğimiz günümüz gençliği ile yetişkinlerin dünyası arasında uçurumlar var. Bu iki uçurum arasında birbirini anlama ve birbiriyle iletişim kurma köprüsü zorunludur. Bu köprü de ancak dil ve üslupla inşa edilir.
Günümüz gençliği tahakküm edici, kızan, bağıran ve dediğim dedikçi bir dil istemiyor; çoğunlukla vaatleri sıralayan bir siyasi yaklaşım ve siyasetçiden çok haz etmiyorlar, onlar daha çok proje üreten bir siyasi yapı ve irade istiyorlar. Bu amaçla, siyasetçiler gence bir şeyler anlatma ve kavratma çabasında değil onu anlama ve onura etme çabasında olmalılar. ‘Biz sizi kabul ediyoruz.’ tarzında lütufkâr bir yaklaşım günümüz gençlerine itici gelmektedir. Onlara kendi kararlarını alabilme ve karar verme mekanizmasına dâhil olacakları bir dil kullanmak ve yaklaşım sergilemek daha doğrudur. Gençler, vaat eden siyaset dilini duymaktan yoruldu, artık proje üreten siyaset dili istiyorlar.
Siyaset; karanlığa küfretmek, zorluklara lanet okumak değil aksine bir mum yakmak ve sabretmektir. Siyasetçi İslam dairesi içinde karanlığa karşı mum yakan kişi misalidir. Dolayısıyla siyasetçi Hakk’ın hatırı, toplumun meşru talepleri, sağlıklı yönetim ve yarınlar adına insanlığı aydınlatma arzusuyla mum misali feda olmayı göze almalıdır. Siyasetçi, istikrar ile başarı basamaklarını yavaş yavaş çıkmalıdır. Bilinmelidir ki, bereket hareketle gelir, çok olanda değil sürekli olanda verim vardır ve taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir. Böyle bir siyasi yapı ve siyasetçi elbette gencin gözünden kaçmaz. Genç, böyle bir yapı ve siyasetçiyi kendisi için rol model ve idol olarak görmekten imtina etmediği gibi, haz alır.
Gençlik ve siyaset konusu konuşulurken Müslüman bir siyasetçi şu ayeti ve Peygamber Efendimiz aleyhi salat wesselamın şu hadis-i şeriflerini düstur edinmelidir:
“O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, dediler ki: ‘Rabbimiz, katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır(bizi başarılı kıl)!’.” (Kehf Süresi: 10)
“İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır.” خَيْرُ النَّاسِ مَنْ يَنْفَعُ النَّاسَ
“Size hayırlı gençleri tavsiye ederim. Çünkü onların kalbi daha incedir. Allah beni doğrulukla ve müsamahayla gönderdi. Bana gençler yanaştı, ihtiyarlar muhalefet etti.’’
Bu ayet, hadisler ve anlattıklarımızdan hareketle şunu rahatlıkla söyleyebilmeliyiz:
- Gençler mutlaka siyasetle ilgilenmeli ve siyasete katılmalıdır.
- Yetenekli bir genç alanında uzmanlaştırılmalı, mahir gençler göz ardı edilmemeli, tezgâh altına itilmemeli, kenarda veya tribünde bekletilmemeli, mutlaka ama mutlaka işletilmeli ve parlatılmalıdır.
- Gençlere kabiliyetleri doğrultusunda sorumluluk vererek iş yapabilirliği geliştirilmeli ve onların önünü açacak hamleler yapılmalıdır.
- Genç siyasetçi pragmatist değil idealist olmalı, reelde bazı politika ve beklentiler uğruna ideallerinden asla taviz vermez vermemelidir.
- Siyasete katılım sağlayan ve sağlamak isteyen bir genç bilmeli ki, hitabet önemli ve gereklidir. Hitabet; doğru, etkili ve güçlü bir siyaset için güçlü bir enstrümandır. Genç siyasetçi, bol bol okuyarak düşünsel olarak kendini geliştirmeli ve kürsüye çok iyi hazırlanmalıdır.