Geçtiğimiz Cuma günü, Yeni Zellanda’nın Christ Church şehrinde Brenton Tarrant isimli  bir katil iki Camide elli Müslümanı şehit etti ve bir o kadar Müslüman da yaralandı. İslam’a olan kini sinesinden taşmış bu haçlı vahşi gözünü kırpmadan, ağzından salyalar akarak bir katliam gerçekleştirdi. Bu katlim karşısında hepimizin gözlerinde yaş, yüreğinde acı ve öfke, dilinde lanet vardı.

Brenton Tarrant adlı katil ve Yeni Zellanda Camii katliamları Batı’nın İslam’a karşı kesintiye uğratmadan sürdürdüğü Haçlı seferlerinin bir parçasıdır. Yine bu katliam düşünülmüş bir arka plana, görüşülmüş konuşulmuş paydaşlara, hesaplanmış getiri ve götürülere sahiptir.

Katliam’ın bir Cuma vaktinde gerçekleştirilmesi, katilin elinde katliamı kaydeden bir kameranın olması, katliamın Müslümanlara yönelik olası yeni saldırılar için play station modunda gerçekleştirilmesi, katilin silahındaki yazılar, bu yazıların tarihsel bağları düşmanımızı tanıma, ona karşı konumlanma ve sorumluluğumuzu bilme ve mücadele yolunda direnme açısından önem arz etmektedir.

İnsanoğlunun eşyayla olan münasebeti yaşamsal bir ihtiyaç ve realitedir. İnsan kullandığı ev, eşya, nesne ve hatta takılara bir değer ve anlam katar. Bir ev, bir eşya, bir nesne ve bir takı insanın yaşam şeklini, yaşama bakışını ve hatta ruh halini yansıtır. Bugün psikoloji ilmi, birçok kişilik analizini insanların kullandığı eşyalar üzerinden yapmaktadır.  Eskiden insan eşyaya değer katardı; insan asıl, eşya araçtı. Günümüzde ise insan eşya üzerinden anlam bulmaya, değer kazanmaya, kişilik inşa etmeye ve algı oluşturmaya çalışıyor.

Bazen bir kolye, bir yüzük, bir tesbih veya başka bir nesne yaşadıklarımızın şahidi, sırlarımızın ifşaşı, kimliğimizin beyanı olur. Günümüzde çoğu insan, kendini eşyasıyla ifade etmeye çalışmaktadır. Eşya insan ilişkisi olumlu seyredebildiği gibi olumsuz da seyredebilir.

Katil veya katillerin eşyaları ve malzemeleri bu gerçeği göz önüne sermektedir. Bu katliamın tüm detaylarıyla iki yıldan bu yana planlandığı ve düşünüldüğü ortaya çıkmıştır. Katil Brenton, İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlığını vahşi bir katliam olarak kusmuş. Cami ve ezana olan kini parmaklarını ısırtacak bir seviyeye varmış ki tetiğe dokunan elinde ‘insanlık, vicdan, merhamet ve insaf’ namına bir şey bırakmamıştır.

Katil Brenton Tarrant’ın silahı iyi analiz edilmelidir. Katil Brenton Tarrant ve silahı arasındaki ilişki nasıl bir kişilikle karşı karşıya olduğumuzu gösterir. Katilin silahındaki yazılar hepimizin dikkatini çekmiştir. Haçlı vahşetini temsil eden teröristin silah, şarjör ve diğer mühimatının üzerinde 7 şahıs ismi, iki tarih ve bir cümle vardır. Gelin, İngilizce ve Kiril alfabesiyle yazılan bu yazıların hangi kirli düşüncenin ve nasıl bir İslam düşmanlığının arka planı olduğunu birlikte görelim:

John Hunyadi: 1440’ta Sultan II. Murad'a karşı Belgrad Kuşatması Macar komutanı. Bu şahıs, 1441 yılında Osmanlı akıncı beyi Mezid Bey'i ve bir yıl sonra Şahabeddin Paşa’yı şehit etmişti.

1683 (II.Viyana Kuşatması): 1683 yılında IV. Mehmet devrinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından Avusturya İmparatorluğu'na karşı düzenlenen ve başarısız olan bir kuşatmaydı. Kuşatma bozgununun sorumlusu olarak Kara Mustafa Paşa idam edilmişti.

Miloş Obiliç: Osmanlı Padişahı Sultan I. Murad, 1389 yılında Sırplara karşı yapılan I. Kosova Savaşı'nı kazanmıştı. Sultan I. Murad, zafer alanını gezerken yaralı olan Sırp Miloş Obiliç tarafından öldürülmüştü.

1189 (3. Haçlı Seferi): Selahaddin Eyyubi'nin Haçlılar'ın elinden Kudüs'ü alması üzerine Avrupa'da yeni bir Haçlı Seferi düzenlendi. İngiltere Kralı Arslan Yürekli Richard, Kudüs’ü almak için Selahattin Eyyubi ile savaştı ancak başarılı olamadı.

Alexandre Bissonette: Bu şahıs, 2017’de Kanada'da  bir camiye girip silahlı saldırı düzenlemiş ve 6 Müslümanı şehit etmişti.

Charles Martel: 732 yılında Endülüs Müslümanlarına karşı savaşan ve onları durdurabilen Fransız General.

Antonio Bragadin: Venedikli olan bu komutan 16'ncı yüzyılda Kıbrıs'ın fethi sırasında Lala Mustafa Paşa'ya karşı direnmiş ve esirleri öldürmemek üzere imzalanan anlaşmaya uymadığı için derisi yüzdürülmüştür.

Anton Lundin Pettersson: 2015’te İsveç'te bir okula star wars maskesi takarak gelmiş ve elindeki kılıçla 2 göçmen çocuğu katletmişti.

Odo The Great: Toulouse Savaşı'nda, 721 yılında Endülüs Müslümanlarına  karşı galibiyet kazanan Aquitaine Dükü’dür.

Deus vult, Tanrı böyle istiyor.

Bu bir silah mı, tarihsel bir hesaplaşmanın kodları mı, ideolojik bir taassub mu, yabancı düşmanlığı mı, psikomanyaklık mı, İslam’a hazımsızlık mı? Soruların hepsine verilecek cevap ‘Evet!’dir. Bu katil, bu katliam ve bu silah Hak-Batıl mücadelesinde esfel/aşağıların aşağısı bir tablonun ta kendisidir.