Türkiye`de idari yönden ve uygulama açısından birçok kurum ve alan tehlike alarmı vermektedir. Siyasi, askeri, ekonomik, ahlaki, yaşam tarzı, eğitim gibi toplumsal hangi alana bakılırsa bakılsın bir problem görülecektir. Bu problemlerin birçok sebebi vardır:
Kendi ayakları üzerinde duramamak, maddi manevi unsurları kadim kökleriyle sağlamlaştıramamak, tarihsel ve dini dinamiklere yabancılaşmak ve Batı`yı taklit bu sebeplerden birkaçıdır. İktidar olanların çoğunlukla çözüm noktasında muktedir olamaması bu problemi daha da büyütmüştür ve büyütecektir.
Türkiye`de sorunsallık açısından en çok ‘eğitim` konusu masaya yatırılmaktadır. Lakin müdahale masasında tedavi ve çözüm açısından gerekli ve yeterli malzeme bulunmamaktadır. Eğitim politikaları her hükümet ve bazen aynı hükümette birkaç bakanın dünya görüşü, bakış açısı ve yeter(siz)lik sayısınca yeniden masaya yatırılınca çözüm elde bir kadavraya dönüyor.
Toplumun genleriyle ve ahlaki yapısıyla uyuşmayan bir proje geçen haftanın ana gündemlerinden biri oldu. Altyapı çalışmaları olarak 2012`de başlayan bu projenin ana destekleyicisi AB`dir. Milli Eğitim Bakanlığı da pilot iller ve okullar üzerinden bu projenin iki yıl boyunca uygulamasını üstlendi. Bu proje kâğıt üzerinde ‘seçilmiş ve düşünülmüş` cümleler ve kelimelerle pek sorun içermiyor gözükebilir. Projenin uygulama üzerinden yansıyan yönü ve oluşan algı gösteriyor ki asıl amaç, yaratılışın kodlarıyla oynamaktır.
İlahi irade erkek ve kadını her yönüyle teçhiz edip güzel bir yaratışla bezemiştir. Kadın ve erkekle ilgili İlahi iradeye aykırı ve haktan yoksun adımlar atılınca ayaklar birbirine dolanır. Bu proje ve eğitimle ilgili benzeri uygulamalar eğitim sorunlarını çözer nitelikte değildir; sadece gelenin keyfine göre yaptığı bir düzenlemedir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği projesinin uygulanması bir tarafa böyle bir projenin ahlak, merhamet ve adalet temelli bir dinin inananları arasında konuşulması bile bir zulümdür. Karma eğitim, ahlaklı bir nesil için hep bir zehir oldu, nesilleri ifsat etti. Şehvet ve karşı cinse duygusal yakınlaşma algısı ve dürtüsü gençleri başarıdan fersah fersah uzaklaştırdı. Bu proje ise karma eğitimden daha öte cinsiyetleri harmanlama felaketidir. Erkek kızlar, kız erkekler üzerinden cinsiyetsiz bir nesil oluşturma projesidir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği projesi her açıdan fıtrata aykırı ve çok tehlikelidir. Bu proje, körpecik zihinleri cinsel kimlik üzerinden ifsad amacı taşıdığı için zamanla topluma bir sürü psikolojisi bozuk bireyler hediye(!) edecektir. Hani yanlışın neresinden dönersek kârdır misali Milli Eğitim, birkaç yıl sonra 'Ne yapalım, hata yaptık başa dönelim, yeni bir uygulamaya geçelim!' diyemez! Bu proje, faraza uygulama imkanı bulursa dönüşü olmayan bir yanlıştır.
Kadın erkek, yaşlı genç, siyah beyaz olsun her insan bedensel ve düşünsel artı ve zaaflara sahiptir. Bu farklılıklar yaratılış yönüyle veya kazanımlar yönüyle de olabilir. Farklılıklar, sentezlenince zenginlik ortaya çıkar. Bu farklılıklar, doğru bir sentezle kazanıma dönüşebilir.
Biri yanıcı biri de yakıcı olan oksijen ve hidrojenin nasıl aynılaştırılma ve eşitlenme düşüncesi abes ise iki farklı cins olan kadın ve erkeğin de sadece biyolojik ve bedensel kodlar üzerinden eşitlenmek istenmesi de abestir. Oksijen ve hidrojen gibi iki zıt maddenin (H2O) bileşiminden su gibi bir hayat unsuru var eden Yüce Allah, kadın ve erkeği de iki farklı cins olarak yaratmış. Onların ‘aile` güzelliğiyle ‘sevgi ve ülfet` bileşiminde bütünleşmelerini istemiştir. Bunun haricinde kadın ve erkekle ilgili bütün talepler, değerlendirmeler ve uygulamalar hariçten gazel okumak ve ‘bağcıyı dövmek` amaçlıdır.
Allah`a emanetsiniz!