İslam, ‘selam, teslim, barış ve selamet` dinidir. İslam, Allah`ın ilk peygamber Hz. Adem`den son peygamber Hz. Muhammed aleyhisselam`a kadar tüm peygamberlere vahiy yoluyla bildirdiği dindir. Bu durum, ayet ve hadislerle sabittir:
“Şüphesiz, Allah katında din İslam'dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler…” (Al-i İmran, 19)
“Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.” (Al-i İmran, 85)
İslam`ı ve Kur`anı tahrif edemeyeceğini anlayan İslam düşmanları uzun yıllar İslam ve Müslümanları nasıl yenebilecekleri ve yok edebilecekleri üzerine çalışma yaptılar. Bu çalışmalar sonucunda başını Batılı ve siyonist aklın çektiği klikler şu karara vardılar:
İslam`ın yorumu ve hayata yansıma anlayışı üzerinden tahrifat yaptılar. Radikal İslam ve ılımlı İslam adlı iki proje ile çalışmalara başladılar. Radikalizm üzerinden İslam`la ‘terör, vahşet ve saldırganlığı`; Ilımlı kavramı üzerinden İslam`la ‘nemelazımcılığı, teslimiyetçiliği, suya sabuna dokunmamayı` eşleştirmeye çalıştılar, çalışıyorlar. El-Kaide, Taliban, IŞİD vb. yapılar İslamcı terör(!)ün adresi olarak sunulurken ılımlı İslam görevi şimdilik Suudi, BAE, Mısır gibi ülkelere doğrudan verildi. Türkiye gibi birçok İslam ülkesi de siyasi, ekonomik ve askeri yaptırımlarla bu projeye dahil edilmek isteniyor.
Medya vasıtasıyla bu iki kavram, İslâm dinini tahrip etmek amacıyla Müslüman ülkelerde bilinçli bir şekilde yaygınlaştırılıyor. “İslâmi terör veya İslâm terörü” gibi kavramlarla yüce dinimiz karalanmak ve böylece insanlar İslam`dan uzaklaştırılmak isteniyor
İslam, İslam`dır. İslam`ın ‘radikali, ılımlısı` diye bir şey yoktur. İslam`ın akide, amel, muamele, hüküm ve icra açısından dünya ve ahiret hayatına bakan yönü ve kaideleri vardır.
İslam, yolda eziyet veren şeyleri kaldırmaktan tutalım zalime karşı hak sözü söylemeğe kadar bir muamele çerçevesi olan bir dindir. İslam, insanlara merhametli olmayı istediği gibi tağutlara karşı izzetli olmayı da isteyen bir dindir.
Uyduruk isimlendirmeler, nitelemeler ve projelerle İslam`ı toplumsal hayattan kovmak isteyenler son zamanlarda ‘Ilımlı İslam` projesini daha çok pazarlar oldular. Peki, Batılı ve siyonist aklın ılımlı İslam`dan kastı nedir ve bununla bizi nasıl hizaya getirmek istemektedir?
Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca, yıllar önce şu sözleriyle bu oyuna dikkat çekmiş ve bu konuda İslam düşmanlarının niyetini deşifre etmişti:
"Ilımlı ne demek? Cihad şuuru olmayacak. Düzene karışmayacak. Yahudi kölesi olacak. Ama namaz kılacak, oruç tutacak. Düzeni Yahudi tanzim edecek. Sen Yahudi'ye ödeyeceksin her bir şeyin bedelini... Düzene karışmayacaksın... Haa namaz kılacakmışsın, kıl! Parayı ver, kıl. Ilımlı demek, cihad şuuru olmayacak! Yani insanların saadeti ile ilgilenmeyecek. Sömürüye sesin çıkmayacak! Yahudi'ye köle olacaksın... Böyle düşünen Müslümanları artıralım diyor... "
Ilımlı İslam, aslında batılı ve Siyonist aklın Suudi ve uşak ruhlu yöneticiler üzerinden devreye soktuğu bir yozlaştırma politikasıdır
Ilımlı İslam, Batı`nın İslam ülkelerinde ‘radikal İslami hareket` diye tanıdığı ve tanımladığı yapıların ABD, AB, israil ve Batı karşıtlığı hareketlere, güvenlik zaafiyetlerine ve olası menfaat kayıplarına örnek ve sebep olmasın diye Batılı düşünce kuruluşlarında geliştirilen hükümetler tarafından desteklenen modernist İslam yorumudur.
Ilımlı İslam, gerçek İslâm`ın yerine uyduruk, düzmece bir ılımlı, ehlileşmiş, light İslâm oluşturma isteğidir.
Aslında ‘light, ılımlı veya yumuşatılmış İslâm` kavramını kullanan ve kabul edenler Batılı ve şer güçler karşısında yenilmişlik psikolojisine kapılmış olanlardır. İslam sert, kaba ve katı bir din değil ki, onu yumuşatmak ve onda reform yapmak ihtiyacı oluşsun.