Birkaç gün önce HÜDA-PAR sözcüsü Sait Şahin, katıldığı bir televizyon programında 6-8 Ekim olayları bağlamında HDP`ye çatışmaların, düşmanlıkların devam ettirilmemesi ve bunun doğru olmadığı noktasında bir çağrı yaptı.

Bu çağrı üzerine seven sevmeyen, iyi niyetli art niyetli, mesajı anlayan anlamayan birçok kişi tartışmaya dâhil oldu. Yasin'i bayrak yapıp ağza alınmayacak iftiralar ve suçlamalar yapanlar da oldu. Peki, aynı hassas(!) kişiler 26 yıldır zindanda olan Yusufileri niçin görmezler?

Aralarında husumet, çatışma, inanç farklılığı, ideolojik zıtlaşma olan kişi, grup veya toplumların sulha yanaşması veya taraflardan birinin halkın selameti ve toplumsal huzur açısından böyle bir çağrı yapması yanlıştır denilebilir mi?

Kur`an-ı Kerim ve sünneti düstur edinenlerin en çok istediği insanların ıslahı ve sulh değil mi? Kendini ilah ilan eden, İsrail oğullarına her türlü zulmü reva gören Firavun`a Allah`ın Hz. Musa`yı gönderip onu tatlı dille hakka davet etmesini istemesi üzerine ne kadar düşünüyoruz?

İslam, 'barıştır, selamettir, esenliktir.'

Selam, 'şiardır, tebessümdür, benden sana zarar gelmez ifadesidir.' Bu bağlamda 'Ey Müslüman seni öldürmeye gelen (ahlakınla, duruşunla, hikmetli davranışınla, izzetli duruşunla) sen de dirilsin(hidayet bulsun!)' hadisini doğru anlamak lazım...

Ebu Cehil'e bile hidayet duası eden kimdi?

Taiflilerin eziyetlerine rağmen onlara hidayet isteyen kimdi?

Hudeybiye anlaşmasını elli kanlı müşriklerle imzalayan kimdi?

İkrime gibi ölüm fermanı çıkanları, tövbe edince affeden kimdi?

Hz. Hamza'nın katili Vahşi`yi dahi bağışlayan kimdi?

Hz. Muhammed aleyhi selam değil miydi?

Bugün, Müslüman olmanın gereği olarak 'ıslaha, barışa, esenliğe' çağıran bir sese, nidaya bu saldırı doğru mudur?

Birilerine biat etmek, teslim olmak, değerlerine yüz çevirmek ayrı; izzetli bir duruşla ona sulh çağrısı yapmak ayrıdır... Bu duygusal bir iş değildir. İnsanoğlu bütün günahlarına rağmen Allah'tan afv istemiyor mu? Allah'ın isminin bir tecellisi olarak afv edici olmak güzel değil mi?

Halkı kazanma ve İslam düşmanlarının gerçek yüzünü gösterme açısından Hikmet'le hareket etmek lazım değil mi?

Ahlaksızlık çukuruna itilen bizim gençlerimiz değil mi?

Aynı aileden farklı fikirler içinde düşman olan bizim evlatlarımız değil mi?

Bize düşen herkese davamızı anlatmak olmalıdır. İslam`a düşmanlık edenlere bu işten vazgeçmeleri, İslam'a ve Müslümanlara düşmanlığın kimseye fayda vermediğini ve vermeyeceğini söylemek olmalıdır. Sözümüzü anlayan anlar ve doğruya kulak vermiş olur. Sözümüzü, tavrımızı, niyetimizi, davamızı anlamayan veya anlamak istemeyenlerle İslam'a, ilkelerimize ve davamıza aykırı bir fiil içinde de bulunmamak lazımdır.

İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık edenlerle, insan nesline en büyük tehlike olan hayvani sapıklarla yürüyenlerle, marjinal anarşist grupları Müslüman halkın önüne geçirerek bir halkın gelecek ve ikbalini bir örgütün nesli tükenmiş ideolojisine kurban edenlerle elbette yan yana yürünmez ve birlikte hareket edilmez; ama halkımızı da onların fitne, isyan saçan ellerine de bırakmamak lazımdır.

Bu durumda adalet ve İslam`ı referans olarak önceleyen bir parti dışında kim bize faydalıdır; A Parti mi, B mi veya bir diğeri mi? Hiçbiri... Biri makamı kendine hedef yapmış, biri Türk milliyetçiliğini bir diğeri de Marksizmi kendine yol seçmiştir. Tüm bu gerçekler bilinmelidir ve yine bugün aramızda olup da ihlas ve samimiyetle yol yürüdüğümüz birçoklarının daha önceden İslam`a muhalif oldukları da bilinmelidir. Bunlara kucak açılmazsa bunlar İslam'ın güzelliğini nereden öğrenecekler?

‘Sizin elinizle bir kişinin hidayet bulması kırmızı tüylü develerden(dünya malının en güzelinden) daha değerlidir.` hadisini bu çerçevede iyi okumak, tahlil etmek ve insanları muhatap alırken buradaki hikmetli davranış ve yaklaşım şeklini unutmamak lazımdır.