24 Haziran seçim kararı gündemi o kadar meşgul etti ki hem ülkedeki hem de dünyadaki diğer birçok önemli olay ve gelişme bunun gölgesinde kaldı. Bu durum, Ağustos başlarına kadar devam edecek gibi gözüküyor. Seçimin de şu an en popüler gündemi cumhurbaşkanı adayları, milletvekili aday adayları ve seçim ittifaklarıdır.

Fransa eski cumhurbaşkanı Sarkozy ve 300 kişi ‘şiddete teşvik ettiği ve Yahudi karşıtlığını yaydığı(!) gerekçesiyle Kur`an`ın bazı ayetlerinin iptali için bir çalışma başlattılar.

Mayıs ayında ABD`nin Kudüs`ü israilin başkenti olarak tanıması resmiyet kazanacak.

Suriye`de, Filistin`de, Arakan`da Müslümanlar iliklerine kadar zulüm görüyor.

28 Şubat`ın yiğit Müslümanları hala zindanlardadır.

Acaba bu gürültüde bundan kaç kişi haberdar oldu ve bunun derdini, acısını yaşıyor?

İttifakların yoğun bir şekilde konuşulduğu, tartışıldığı bir zeminde yine eli kalem tutan, dili laf yapan, tarafgirlik fanatizmi yaşayan birçok siyasetçi, gazeteci, aday adayı, sosyal medya kullanıcısı ‘hak, insaf, adalet ve kişilik/grup hassasiyetini` bir tarafa bıraktı. Paçalarından akan pisliklere ve sırtını kamburlaştıran veballere aldırmayan bu kişiler, son süratle ‘kendisinden olmayan, kendisi gibi hareket etmeyenlere` hakaret etmeye, bel altından vurmaya başladı.

Özellikle Trol olarak bildiğimiz veya kraldan çok kralcı olan bu sefih güruh ‘ittifak`ın ne anlam taşıdığını düşünmeden cumhur(!) ittifakı olarak bilinen AK Parti ve MHP dışındaki bütün ittifak arayışlarını ve görüşmelerini bir kaşık suda boğma gayreti sergiliyorlar.

İttifak; ortak kabuller, hedefler ve eylemler için kişiler, gruplar, partiler, devletlerarası uyuşma, anlaşma ve beraber hareket etme stratejisidir. Bazen mutlak manada aynı düşünen, olaylara benzer bakanlar bazı konularda ihtilaf edebilir. Bazen taban tabana zıt düşünen, birbirine diş bileyen veya kılıç çekenler ortak konularda ittifak yapabilir.

 Dünya tarihi bu bağlamda böylesi ihtilaf ve ittifak örnekleriyle doludur. Âlemlere rahmet Hz. Muhammed`in siyeri nice ittifak örnekleriyle doludur:

Medine Vesikası, Hudeybiye anlaşması, Huzaa kabilesiyle beraber hareket etme…

Medine Vesikası hazırlanırken Hz. Peygamber, şehirde Yahudi, Hıristiyan, müşrik unsurların olduğunu bilmiyor muydu?

Hudeybiye anlaşması imzalananlar ile savaşlar yaşanmamış mıydı? Bu anlaşma, bu gerçekler bilinmeden mi imzalandı?

HÜR DAVA Partisi`ni HDP ile görüşme ihtimaline binaen (sadece görüşme) Yasin Börü üzerinden vuranlar, eleştirenler, sayıp saydıranlarda zerre kadar ahlak kalmamıştır.

Bu kişiler, hak adına, adalet namına samimilerse niçin çözüm süreci adına aynı karede samimice poz verenleri görmezler?

Siyonist terör çetesinin yapıp ettiklerine haykıran bu herkesten akıllı(!) ve herkese tepeden bakan beyefendiler ve hanımefendiler niye bugün bile israille devam eden ticaret ve silah anlaşmalarına sessiz kalırlar?

Suriye halkını kıyıma uğratan, şehirlerini viraneye çeviren Rus ayısına ve büyük şeytan Amerika`ya yanaşma seanslarını bilen bu çok bilen(!) kardeşler bu iki düşmanla diplomatik işbirliğine ne zaman karşı koyacaklar?

Diyojen`in dediği gibi ‘Gölge etmeyin, HÜDA PAR sizden başka ihsan istemez!`