"Siyer denilince, aklınıza bir kitap gelmesin. Siyer beşeriyeti vahye uydurma projesidir. Siyer Peygamber aleyhissalatu Vesselamın hayatının itina ile ve doğru bir şekilde tespit edilişinin izahı'dır. Kur’an-ı Kerim'in eşsiz yorum ve uygulamasıdır.
Dolayısıyla siyeri seviye seviye, merhale merhale giderek yoğunluk kazanan bir tarzda inceleyip, muntazam bir şekilde yaşamak lazımdır. Siyer atmosferini kendimize kisve edinmeliyiz. Siyer temeldir..." diyor merhum Şehit Rehber...
Peygamber sevdalıları platformu'nun rutin olarak düzenlemiş olduğu Siyer-i Nebi sınavı, geçtiğimiz hafta bütün Türkiye sathında gerçekleştirildi. Bu vesile ile yüzbinlerce insanın asıl rehberin, kılavuzun hayatı ile tanışması, hemhal olması, yüzleşmesi, okuması, muhakkak ki muazzam bir faaliyettir... Rabbim muradına ve tamamına eriştirsin inşallah.
Bir İslami yapının temel iklimi ve hareket zemini siyer üzerine oturtulursa, bu yapı bütün ihtilaflı çekişmelerden ve sapmalardan salim kalır, uzak durur.
Özellikle de mezhepçi yaklaşım ve mezhebi taassuplardan tamamen sakınır. Bütün İslami kesimlere hüsnü zan ile yaklaşır, İslam kardeşliği temelinde tutum takınır.
Çünkü siyer; peygamberi bir yaklaşımı esas alır. Peygamber efendimizin ise bir mezhebi söz konusu değildir. Dolayısıyla Peygamber aleyhissalatu vesselamın hayatında meşrebi bir ayrılık da söz konusu değildir. Aynı durum asrı-saadet ve dört halife döneminde de geçerlidir.
İslami yapılanmanın ilk dönemlerinde, merhum Sait Ramazan el Buti'nin
Fıkh-us Siresi kuşkusuz çok önemli görevler üstlendi.
Yukarıdaki izahtan da anlaşılacağı üzere, Siyer bir temel zemin haline getirildi. Herkesi aynı iklimden ve aynı eserden beslenmesi; bir müddet sonra: hem niyet birliği, hem fikir birliği, hem dil birliği, hem bakış açısı birliği ortaya çıkardı.
Bu mahalli bir uygulama olsa bile, bugün bütün İslam alemi açısından evrensel bir reçetedir.
İslam tarihi ve geçmiş tecrübeler iyice tetkik edilirse; Siyer vurgusunun yapılması, siyerin güncel de hakim tutulması şu iki faydayı ortaya çıkarır.
1-Niyette, fikirde, söylemde, hedefte birlik sağlar.
2- Mezhebi, Meşrebi, siyasi çekişmelerden uzak tutar.
Bunların içinde en önemlisi de dinamik bir hedef birliğinde ortak duygu ve refleksin gelişmesidir.
Bu iklimde beslenen bireylerin kişisel durumu ne olursa olsun, aynı olay karşısında aynı tepkiyi gösteriler. İster köylü, ister şehirli olsun, ister okumuş, ister okumamış olsun, ister erkek, ister kadın olsun, ortak hissiyat kendiliğinden oluşuyor. Bu durum İslam ümmeti ve İslam toplumu açısından arzulanan ve hedeflenen haldir. Ümmetin günümüz gidişatında ise önemli bir çözüm zeminidir.
Bu açıdan bakıldığında Siyer sınavının salt bir sınavdan çok öte bir boyutta anlam taşıdığı da kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bu vesileyle emeği ve katkısı olan herkesten Allah razı olsun, özellikle de Peygamber Sevdalıları Platformundan....
İslam ümmetinin peygamberi bir iklimde ortaklaşması ümidi ve duasıyla...
Allah'a emanetsiniz...
"SİYER DENİLİNCE AKLINIZA BİR KİTAP GELMESİN"
Yasin Demir