Yeni eğitim öğretim yılı başlarken en çok konuştuğumuz konulardan biri okullara verilen ödeneklerin yetersizliği konusudur. Ödenek konusu okullar için hayati önem taşıyan meselelerdendir. Son yıllarda bu sorun ciddi oranda çözülmüşken muhtemelen kamuda tasarruf tedbirleri nedeniyle daha önceki yıllara oranla okullara tahsis edilen kırtasiye ve temizlik malzemesi ödenekleri azaltılmış bu da ihtiyaçların karşılanması konusunda okulları zor durumda bırakmaktadır.

Tasarrufun uygulanacağı son yer eğitim olmalıdır. Ama ne yazık ki ilk uygulanan yerlerden olmuştur. Eğitime ayrılan ödeneklerin azaltılması eğitim kalitesini de ciddi anlamda olumsuz etkileyecektir. Okullara ayrılan ödeneklerde tasarrufa gitmek yerine kaynakların kullanımını doğru planlayarak en üst düzeyde verim sağlanmalıdır.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da eğitime başlarken en çok konuştuğumuz konulardan biri de yardımcı kaynak konusudur. Yardımcı kaynak konusunun çözümünde öncelikle ücretsiz dağıtılan ders kitaplarının içeriği zenginleştirilmeli ve bu kitaplar yardımcı kaynağa ihtiyaç duyulmayacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu çalışmaları yaptıktan sonra hala yardımcı kaynaklar konusunda velileri zorlayan öğretmen ve idarecilere yasal işlem yaparak sorun çözülmelidir.

Öğrenciler ders çalışma ortamı olarak online platformlara ciddi anlamda yönelirken bakanlık başta EBA olmak üzere dijital platformlarını zenginleştirerek ve bu ortamları öğrenci ilgisine göre revize ederek cazip hale getirmelidir. Bu konuda hızlı ve yeterli tedbir alıp ön almazsa bu durum da yardımcı kaynak benzeri bir soruna dönüşecektir.

Eğitim başlarken en büyük problemlerden biri de büyük şehirler başta olmak üzere özellikle belli başlı yerlerde oluşan kalabalık sınıf mevcutlarıdır. Önceki yıllarda da yaşadığımız kalabalık sınıf mevcutları sorunu yeni müfredatın uygulanmaya başlamasıyla daha can sıkıcı bir soruna dönüşecektedir.  Beceri temelli olan yeni müfredatın uygulanabilmesi için sınıf mevcutlarının makul seviyede olması gerekmektedir. 

Bakanlık öğretmen başına düşen öğrenci sayısını ciddi anlamda düşürerek OECD ortalamasına yaklaştırsa da sorunun çözümü için iki temel konuda büyük çaba harcamalıdır. Öncelikle okul, öğretmen ve atama planlamasını sağlıklı bir şekilde yapmalıdır. Bu sorunun temel çözümlerinden bir diğeri de fırsat ve imkan eşitliğini sağlayarak okullar arasındaki başarı farklarının minimize etmesidir. Bu şekilde özellikle ilköğretimde öğrenciler belli başlı okullara yoğunlaşmak yerine kapılarının önündeki okula gider, bu da mevcutların daha dengeli bir şekilde dağılmasını sağlar.

Okullarda çözülmesi gereken diğer bir konu da fiziki ortam ve donanım ihtiyacıdır. Yeni müfredatta yoğun uygulama gerektiren beceri çalışmalarına çokça yer verilmesi planlanmaktadır. Bu da özellikle atölye ve mekan ihtiyacına gereksinim duyulmasına sebep olacaktır. Bakanlığın bu konuyu da kamuda tasarruf tedbirlerinin dışında tutarak hızlı bir şekilde çözüm üretmesi gerekmektedir.

Yeni eğitim öğretim yılı çoğu her yıl dile getirilen bu problemlerle başladı. Temizlik personelleri problemleri, ödenek yetersizliği, öğretmen atamasının yapılamaması, yardımcı kaynak ve diğer birçok problemle beraber başladı. 

Burada dile getirdiğimiz ve çözüm önerilerinde bulunduğumuz problemler aslında bakanlık açısından çözülmesi zor olmayan problemler. Bakanlık kararlı bir şekilde bu konularla ilgilendiği takdirde yeni müfredatın da uygulanmasıyla birlikte eğitim kalitesini hızlı bir şekilde yükseltmeye başlayacaktır.