Filistin direnişinin dönüm noktası olan 7 Ekim Aksa Tufanı Harekâtından bu yana bir yıl geçti ve bu bir yıl içinde insanlık tarihinde görülmemiş olaylar ve katliamlar yaşandı.
İTÖ (israil terör örgütü)’nün bir yıl içerisinde Gazze Şeridi’nde işlemediği katliam ve soykırım ile insanlık ve savaş suçu kalmadı. Resmi rakamlara göre çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 42 bin sivil katledildi. Ve yüz bin civarı yaralı var. Şehirler, BM binaları, okullar, camiler, kiliseler, hastanelere yönelik bombardımanlar gerçekleştirildi. Enkaz altında kaç kişinin kaldığı ise bilinmiyor.
İlk günden beri İTÖ’nün saldırıları genişleteceği ve durmayacağı belliydi. Batı Şeria, Lübnan, Suriye, İran ve Yemen’e saldırılar gerçekleştirdi. Bu bir yıllık süre içerisinde Gazze’de direniş mensubu mücahidler karşısında hiçbir askeri başarı elde edemeyen İTÖ, bunun hıncını sivillerden çıkarıyor ve alçakça saldırı ve suikastlarla cinayetler işliyorlar. Bu süre içerisinde yüzümüzü ağartan mücahidler İTÖ’nün vampir teröristlerine ağır kayıplar verdirdiler.
Bir yıl içerisinde büyük şeytan ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya başta olmak üzere batılı emperyalist ülkeler açık ve kalıcı bir şekilde İTÖ’yü ve baş terörist Netanyahu’yu silah, savaş uçağı, mühimmat vererek desteklediler ve desteklemeye devam ediyorlar. İslam ülkeleri ve kurumları ise hiç iyi bir sınav vermediler ve sanki bir şey olmamış gibi davranıyorlar. Buna karşın dünya halkları yıllardır dünyaya sunulan algıların yalan ve aldatma olduğunu fark ettiler ve dünya genelinde siyonist-emperyalist ittifaka karşı bir uyanış başladı. Dünya vicdanı, Aksa Tufanı Hareketi’nin başladığı günden beri egemen güçlerin aksine devamlı bir nümayiş halinde Filistin ve direnişi destekliyor ve İTÖ’nün etnik temizlik ve işlediği soykırıma karşı meydanları bırakmıyor.
Savaşı bölgeye yaymaya kararlı olan çağımız Hitler’i İTÖ, 1 Nisan 2024 günü İran’ın Şam konsolosluğunu bombalayarak 2’si general 7 İran vatandaşını katletti. İran, 13 Nisan günü akşam saatlerinde işgalci terör rejimine yönelik “Sadık Vaat Harekâtı” adıyla kamikaze İHA’lar ve füzelerle askeri üslerine misilleme saldırısı yaptı.
Uslanmayan İTÖ, İsmail Heniyye, Salih el Aruri, Fuad Şükür, Hasan Nasrallah ve çok önemli komutan ve direnişin lider kadrolarına yönelik saldırılar gerçekleştirildi. Heniyye’nin İran’da şehid edilmesi ve ardından Lübnan’a kara saldırısı başlatılması ve Nasrallah’ın şehid edilmesi sonrası İran, 1 Ekim Salı akşamı İTÖ’nün askeri üsleri ve MOSSAD karargahlarını hipersonik füzelerle vurdu. ABD ve İTÖ, bu saldırıyı engelleyemeyince bu defa “saldırı oldu ancak hiçbir zarar olmadı” propagandasını yapmaya başladılar. İTÖ hemen kendi içinde ve halkına dönük ağır bir sansür ve karartma uyguladı. Ancak uydu görüntüleri askeri üslerde olan durumu açığa çıkardı. Maalesef ülkemizin haber kanalları ve uzmanları da günlerce ABD ve İTÖ’nün bu yalan propagandasını dillendirdiler ve İran düşmanlığı yaptılar. Kimse de sormadı madem bir zayiat olmadı neden sansür ve karartma kararı aldınız? Ve neden şimdi İran’a misilleme yapmaktan bahsediyorsunuz? Yalanlarınız uydu görüntüleri ile ortaya çıktı.
Bir yıl sonunda İTÖ, şu anda Lübnan’ı, Gazze’ye çevirmek için ağır saldırılar gerçekleştiriyor. Sivilleri katletmekten çekinmiyor. Şimdi geldiğimiz noktada artık savaş bölgesel savaşa dönüşüyor ve tehlikeyi geç de olsa fark eden bölge ülkeleri, işgalin kendi kapılarını çalacağı gerçeğine yeni uyandılar ve tedbir alınması ve İTÖ’nün durdurulması gerektiğini söylemeye başladılar. İTÖ’yü durdurmak için etkin bir güç oluşturulup karşı konulmazsa yarın çok geç olabilir.
Selam ve dua ile…