Gazze Şeridi’nde 100 günü aşan abluka, katliamlar, bombardıman ve soykırım dünyanın gözü önünde canlı yayınlarla işlenmeye devam ediliyor. Savunmasız masum ve mazlum Gazze halkı vahşi saldırılar dışında olumsuz kış şartları yanında açlık, susuzluk, ilaç ve hastanelerden yoksun bir şekilde yaşanacak salgın hastalık riski ile büyük bir insani kriz ile karşı karşıya yaşam mücadelesi veriyor.

Bütün bu olumsuz durumları Birleşmiş Milletlerin Kurumları ve Gazze’deki yetkilileri dünya liderlerine adeta yalvarırcasına feveran etmelerine rağmen Müslüman ülke yöneticileri cesaretten yoksun bir şekilde zillet libasını kuşanmış vaziyetteler. Buna karşın büyük şeytan ABD ve küçük şeytan İngiltere başta olmak üzere batılı emperyalist devletler İslam’ı ortadan kaldırma planlarını uygulama noktasında siyonist terör devletine her türlü destek ve imkânı veriyorlar.

Bütün bu vahşet ve zulme rağmen dünyanın vicdanlı halkları soykırıma karşı başkaldırıp büyük gösterilere ve protestolara devam ediyorlar. İlk günden beri Bolivya, Kolombiya, Venezuela gibi ülkeler Müslüman ülkelerin yapamadığını yaptılar ve bu onurlu tavırlarını devam ettiriyorlar. Yine Müslüman ülke ve kurumlarının yapamadığını yapan Güney Afrika, Gazze Şeridi'nde “soykırım” yaptığı gerekçesiyle siyonist işgalci rejime karşı açtığı davanın duruşmaları geçen hafta Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanı'nda başladı. Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Uluslararası Adalet Divanında israil'e karşı açtıkları soykırım davasıyla ilgili olarak, “Hiçbir zaman kendimi bugünkü kadar gururlu hissetmemiştim.” diye açıklama yaptı. Bizler de Gazze’ye insanlık vicdanı olarak destek veren devletler ve halklarla gurur duyuyor ve onların İslam nuruyla nurlanması için dua ve niyazda bulunuyoruz.

Dünyada terörün kaynağı olan ABD, israil ve İngiltere şeytan üçgeni, Gazze’ye destek veren her ülkeye gerek kendileri gerekse kullanışlı aparatları olan kukla örgütler vasıtasıyla operasyon çekmeye ve israil terör örgütü (İTÖ)’yü rahatlatmaya çalışıyorlar. Bir taraftan da Türkiye ve İran benzeri ülkelere de “Bakın sizin terör sorununuz var, Gazze’yi bırakın, kendi sorununuzla ilgilenin” mesajını veriyorlar. Oysa terörün kaynağı ve yöneteni zaten kendileri.

İlk günden beri Gazze direnişine destek veren Yemen halkının imanına ve fedakârlığına gıpta etmemek mümkün mü? Peygamber Efendimizin (S.A.V)’in, “İman Yemenli, hikmet Yemenli, fıkıh da Yemenlidir…” övgüsünü hak ediyorlar. Kendileri muhtaç ve yıllardır savaşta olmalarına rağmen tüm güçleriyle Gazze direnişini destekleme adına Kızıldeniz’de İTÖ’ye giden gemileri engellediler ve alıkoydular. Gazze direnişini canları pahasına destekleme adına milyonluk mitingler yaparak Gazze ile aynı ruhu paylaştılar. Sonuç ne oldu “Yalın ayaklı” iman kalesi Yemen’e geçen hafta tam da üç aylara girdiğimiz saatlerde ABD ve İngiltere filli olarak hava saldırıları başlattılar. Buna karşın Sana’da toplanan milyonlar, şeytan ordularına karşı hodri meydan diyerek geri adım atmadılar.

Peki, Yemen’e saldırarak ABD ve İngiltere neyi örtmeye çalışıyor? Bununla neyi amaçlıyorlar? Hatırlayın: 1998’de ABD Başkanı Bill Clinton’ın Beyaz Saray'ın eski stajyeri Yahudi asıllı Monica Lewinsky ile olan ilişkisi afişe olmuş ve skandalı unutturmak adına ABD, önce Irak’a ardından Sudan ve Afganistan’a füzeli saldırılarda bulunmuştu. O tarihte ulusal basın bu saldırılara, “Monica Füzeleri” diye manşet atmıştı. Bakınız dönemin Hürriyet Gazetesi başyazarı Oktay Ekşi 22 Ağustos 1998 de “Monica füzeleri…” başlıkla yazısında ne demiş: “İkide bir tanık oluruz: ABD başkanları içeride sıkıştıkları zaman kendilerine pahalıya patlamayacak bir kovboyluk gösterisi yapıp dikkatleri dağıtmaya kalkarlar. Belli ki ‘‘kural’’ yerine tam oturuyor. O yüzden olacak, Monica Lewinsky olayının daha buğusu üstündeyken Başkan Clinton da uygun bir bahane yakaladı ve Afganistan ile Sudan'ı füzelerle dövdü…”

Peki şimdi ne oldu?

“Epstein adası” skandalı patlak verdi ve pislikler ortaya döküldü. Küçük kızların seks kölesi olarak kullanıldığı iğrenç olaya ABD başkanları, israil eski başbakanından tutun dünyada etkin konumda olan siyasetçilerden, iş adamlarına kadar geniş bir kitlenin bulaştığı bu olayı örtbas etmek ve gündemi değiştirmek amacıyla Yemen’in Gazze’ye desteğini bahane ettiler. Yemen ilk günden beri destek veriyor, pisliğinizi örtemezsiniz. Kurduğunuz zulüm düzeni çatırdıyor ve yok olacaksınız.

Bu yetmedi bir de Hollanda’da yeniden Kur’an’a saldırıya geçtiler. Bu kadar zulüm ve çirkefliği dünya artık kaldıramaz. Bu zulümle yaşanamaz. Parçalanan bebek cesetleri ve sivil ölümleri devam edecekse yıkılsın bu dünya, kopsun artık kıyamet. Vesselam…