İslam’ın iki bayramından biri olan Mübarek Kurban Bayramı’na girmenin sevincini yaşıyoruz.

6 Şubat’ta yaşanan depremler ve ümmetin yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen bayrama ulaşmanın sevincini hep birlikte yaşayalım. Aile büyüklerimiz, akraba, dost ve yakınlarımızı ziyaret edelim. Ziyaret imkânı olmayanları da telefonla arayıp bayramlarını tebrik edelim ve sıla-i rahim emrini yerine getirelim.

Ramazan ve Kurban bayramları Hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlandı. Hz. Enes (R.A) şöyle anlatıyor: “Allah’ın elçisi Medine’ye geldiğinde, Medinelilerin gülüp eğlendikleri iki günleri vardı. Allah’ın elçisi; “Bu iki gün nedir?” diye sordu. Onlar da: “İslâm’dan evvel sevindiğimiz günlerdir.” dediler. Bunun üzerine Peygamber (SAV): “Allah size o iki bayram günlerine bedel, hatta onlardan daha hayırlı iki bayram günü ihsan etti. Bunlar Ramazan ve Kurban bayramlarıdır” dedi. -Ebu Davud Salat:1295-

Kurban Arapça’da 'Ke-ru-be' kökünden gelir. Manası yakınlık, yakınlaşmadır. Kurban Bayramı denildiğinde; bayramlaşma dışında iki önemli ibadet öne çıkar. Biri, İslam'ın şartlarından olan Hac ibadeti, diğeri ise adını verdiği kurban ibadetidir. Kurban Bayramı ve bayramlarımız insanları kaynaştırıp dostluk ve muhabbetin öne çıktığı zamanlardır. Bu açıdan bakıldığında bayramlar sıla-i rahim için birer ganimettir. Ancak son yıllarda inanç ve örfümüze aykırı bir şekilde bayramlar özünden uzaklaştırılarak tatil fırsatına dönüştürülmeye başlandı. Bayramı aile, akraba, yakınlarımız ve dostlarımızla geçirmeye özen göstermeliyiz. İmkânı olanların tatil yapmasına karşı değiliz lakin bu tatili bayrama denk getirmelerine karşıyız. Bayram sonrası imkanları ölçüsünce istedikleri kadar tatil yapsınlar. Lakin unutmayalım! Kurban yakınlaştırır, tatil uzaklaştırır.

Tatil cenneti olan Türkiye’de Hükümet turizm sektörünü düşünerek bu bayramda da 10 gün tatil verdi. Oldum olası bu uzun tatilleri sevmem. Tek olumlu yanı çalışanların bunu fırsat bilip memleketlerine giderek akrabaları ile bayram geçirmesidir.

Bayramda şeker, tatlı, yemek ikramları yanında aramızda kardeşlik, akrabalık ve muhabbeti öne çıkaracak sohbet, ziyaretleşme, güler yüz ve kucaklaşmayı öne çıkarmalıyız. Uzakta olan tanıdık ve dostlarımızı da gitmek mümkün olmadığından telefon vb. iletişim araçlarını kullanarak sevindirmeliyiz. Ancak aynı şehirde olanların mutlaka yanlarına giderek muhabbet kapılarını açmalı ve dualarını almalıyız. Bunun yanında vefat etmiş olan aile büyüklerimiz ve yakınlarımızın kabirlerini ailece ziyaret etmeliyiz. Özellikle bu geleneğin yaşatılması için çocuklarımızı götürmeyi adet edinmeliyiz. Aynı şekilde şehrimizde veya bölgemizde yaşayan alimlerimizi ziyaret ederek hayır dualarını almalı ve onları yalnız bırakmamalıyız.

Bayramlarda en çok da çocukları sevindirmeli ve bayramları onlara anlatmalı ve hayatlarına yön verecek izler bırakmasını sağlamalıyız. Çocuklarımızı aile büyüklerimizin yanına götürerek, bayram kültürü ve sıla-i rahim güzelliklerini yaşamalarını sağlamalıyız. Çocuklara imkanlar ölçüsünde elbise vs. alımı bayrama denk getirilmeli ve harçlık verilmelidir. Ancak sigara vb. kötü alışkanlıklardan da onları korumalıyız.

Kurban denince hüzünlenmemize sebep olan; Kurban Bayramı’nda kurban eti dağıtırken vahşice şehid edilen Yasin Börü ve arkadaşlarını unutmak mümkün mü?  O günden beri onlar adına düzenlenen “Yasin Börü'nün ulaştıramadığı kurban etini siz ulaştırın” kampanyasına destek olalım.

Kurban, ALLAH’a yaklaşmaya vesile olmakla birlikte toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutma konusunda önemli bir rol üstlenmektedir. Kurban; muhtaçların, fakirlerin, garip ve kimsesizlerin yüzünü güldürmek ve bayram yapamayanları bayram sevincine ortak etmektir.

Son olarak! Kurban Bayramı’nızı tebrik ediyor, bayramın halkımıza, İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini yüce Allah’tan diliyorum. Bayramın ümmetin birlik ve dirliğine, mazlumların kurtuluşuna, insanlığın huzur, barış ve hidayetine vesile olmasını dilerim.

Selam ve dua ile hayırlı bayramlar…