Ülke olarak uzun süredir gündemimizi meşgul eden seçimler yapıldı ve seçimlerden dolayı ara verilen deprem bölgesinde yapılan çalışmalar ve ekonomideki sıkıntılara ülke olarak odaklandık.
Seçimler sonrası yeni hükümet kuruldu ve iki bakan hariç kabinenin tamamı değişti. Daha çok teknokrat kadroların işbaşına geldiği yeni kabinede özellikle ekonomi yönetimi tamamen değişti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın liderliğinde; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yönetimindeki kadronun nasıl bir performans göstereceklerini hep birlikte merak ediyoruz. Hayat pahalılığı, fahiş kira artışları sorunu yanında seçim sonrası dolar ve altının aşırı yükselişi ümitleri azaltsa da bu sorunu çözmeleri için süre tanınmalıdır.
Dolar ve altının yükselmesi sorunu bir yana asgari ücret, memur ve emeklilere yapılacak her zam görüşmeleri döneminde rakamlar ortaya çıktığı gibi aynı oranda başta kiralar ve gıda sektörü olmak üzere her ürüne ve hizmete zam yapılıyor. Bu durumda çalışanlar, memur ve emekliler zammı almadan kaybetmiş oluyorlar. Yapılacak yasal düzenlemeler ile vicdan ve izandan yoksun bu kişi ve kesimlerin yaptıklarının önüne geçilmelidir. Zam yapılmadan zam yapan, devletin yaptığı zammın kat kat üstünde zam yapan bu vicdansızların yaptıklarına; “serbest piyasa” denilerek sessiz kalınamaz ve yaptıkları yanlarına kâr kalamaz.
Diğer taraftan seçimlerden dolayı ötelenen deprem bölgesinin sorunları ve yapılacak çalışmaları tekrardan öncelikli gündem haline gelmeli ve seçimlerde iktidarı destekledikleri gerekçesiyle hakarete maruz kalan depremzedelere karşı vefa gösterilerek, deprem bölgesine karşı daha duyarlı olunmalı ve çalışmalar hızlandırılmalıdır. Yeni seçilen bakanların ilk ziyaretlerini deprem bölgesine yapmaları ümitvar olmamızı sağlıyor.
Seçimlerde ağır bir mağduriyet alan CHP ve Millet İttifakı bileşenleri seçim sonrası iç çekişmeler, hesaplaşma gibi artçı siyasi sarsıntılarla sallanmaya devam ediyorlar. Bunun yanında muhalefeti destekleyen sözde gazeteci ve kendini “sanatçı” zanneden soytarı takımı megaloman tavır ile halka ve inancımıza hakaret etmeye ve halkı aşağılamaya devam ediyorlar. Peki bu küstah kesimler, inancımıza ve halkımıza karşı bunu yapma cesaretini nereden buluyorlar? Asıl sorgulamamız gereken budur. Bütün bu alçakça tavır ve cüretlerine rağmen özellikle AK Partili belediyelerin bu şeytanın maskaralarına konser verdirip yüklüce para aktarmalarını anlamak ve anlamlandırmak mümkün değildir. Neyse ki, verilen tepkilerden sonra konserler bir bir iptal ediliyor. Konser verdiren belediye başkanları ve yetkililer de bedel ödemelidir. Belediyeler bu işlerle uğraşacaklarına sağanak yağışlar sonrası şehirlerde yaşanan su baskını ve sel felaketlerine karşı çözüm arasınlar. Yoksa CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının düştüğü “rezil” duruma düşerler benden söylemesi.
Bütün bu sorun ve sıkıntılara karşın, yaklaşan Kurban Bayramı ve her yaz tatilinde Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde başlatılan “Yaz Kur’an Kursları” bizlere bir nefes ve can suyu oluyor. Kurban Bayramı’nda; Diyanet, Kızılay, İHH, Umut Kervanı ve diğer yardım kuruluşları ve STK’lar deprem bölgesine ağırlık vermelidir. Vatandaş olarak bizler de kurbanlarımızı deprem bölgesine bağışlamalıyız.
Bugün yaşanan sorunların yarın da yaşanmasını istemiyorsak, çocuklarımıza ve neslimize sahip çıkmalı ve onları İslam’ı salimen öğrenmeleri için camiler ve Kur’an kurslarına göndermeliyiz. En az okullara verdiğimiz önemi dinlerini öğrenmeleri ve ahlaklı bir nesil olmaları için de göstermeliyiz.
2023 yılı Yaz Kur'an Kursu kayıtlarının kayıtları 19 Haziran Pazartesi günü başladı. Her sene milyonlarca genç ve çocuğun Kur'an-ı Kerim, Siyer-i Nebi ve dini bilgiler öğrendiği Yaz Kur'an Kursları eğitimi 3 Temmuz- 11 Ağustos arasında yüz yüze gerçekleştirilecek. Ayrıca geçen yıl olduğu gibi yatılı eğitim almak isteyenler için "Yatılı Yaz Kur'an Kursları Programı" düzenlenecek.
Yaz tatili, sadece tatil olarak değil, çocuklarımızın manevi eğitim için altın bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin camiler, medreseler, vakıflar ve Kur’an kurslarına gitmelerini sağlamalı ve buralara alıştırmalıyız. Nesillerimizi ancak bu şekilde sapkın ideolojilerin ve grupların tuzaklarından koruyabilir ve emniyet altına alabiliriz. Çocuklarımızın dünya ve ahiret saadetlerini istiyorsak onların İslam’ı öğrenmelerini ve yaşamalarını sağlamalıyız.
Selam ve dua ile…