Cumhurbaşkanı adaylarının 14 Mayıs seçimlerinde yüzde 50+1’e ulamadığı için en fazla oyu alan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarıştığı 28 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci turu için 28 Mayıs Pazar günü sandık başına gittik. Resmi olmayan sonuçlara göre Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 52,18 oy oranı ile 27 milyon 834 bin 692 oy aldı. Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde 47,82 oy oranı ile 25 milyon 504 bin 552 oy aldı.

İlk tura göre katılım oranının yüzde 3,13 oranında düştüğü seçimde Erdoğan 52 ilde birinci olurken; Kılıçdaroğlu ise 29 ilde daha fazla oy aldı. Erdoğan'ın oy oranı tüm illerde yükselirken, Kılıçdaroğlu'nun oy oranı ise Doğu ve Güneydoğu’nun 11 ilinde düştü. Yurt dışında seçime katılma oranı artarken, yurt içinde ise Tunceli hariç tüm illerde düştü. Bunda “rehavet” ve bölge illerinde “boykotçular”ın tavrı etkili oldu. Seçimden hemen önce Sinan Oğan, Erdoğan’a destek verirken, Ümit Özdağ da Kılıçdaroğlu’na destek verme kararı aldı ve kendini müstakbel içişleri bakanı ilan etti. Bu gelişme seçime katılımı etkiledi.

Türkiye’deki seçimler için söylenen “İktidarı Orta Anadolu oyları belirler. Yalnız Kürt seçmenden oy almayan hiçbir parti iktidara gelemez” tezi 14 Mayıs’ta olduğu gibi 28 Mayıs’ta da etkisini gösterdi. Kılıçdaroğlu genelde sahil kesimleri ile Doğu-Güneydoğu’nun birçok ilinde HDP/YSP etkisiyle oyu düşmesine rağmen önde bitirdi. Yine deprem bölgesi yapılan hakaretleri karşılıksız bırakmadı ve Adana ile Diyarbakır dışında Erdoğan’ı desteklediler.

14 Mayıs’ta meclis çoğunluğunu elde edemeyen Millet İttifakı bileşenleri Cumhurbaşkanlığını da beklendiği gibi kaybettiler. Her gün farklı kişilerin dahil olduğu bu ittifaka kaçlı masa diyeceğimizi şaşırdık. “7 kocalı Hürmüz” benzetmesini de aşan ve garabet bir hal alan bu ittifakın başarılı olması zaten ütopya ve boş hayaldi. Ben asıl Kılıçdaroğlu gibi birinin 25 Milyon üzeri oy almasına şaşırdım. Bu kişiler hangi saikle ve onun hangi özelliğini baz alarak oy verdiler anlamadım. Bu ittifakın tüm genel başkanları Cumhurbaşkanı yardımcısı olma vaadi nedeniyle milletvekili adayı olmadılar ve boşta kaldılar. Muhtar olacak kadar bile oyları olmayan partilerin havaya girip “Cumhurbaşkanı yardımcısı” vaadi alması ve buna inanması ibretlik bir durum olarak siyaset tarihine geçecektir. 

14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri gösterdi ki; seçimler sosyal medya yalanları, kara propaganda ve algılarla kazanılmıyor. Halkın değerleri ile savaşma ve halkı hor ve hakir görerek halktan destek alınmıyor. Ayakları yere basmayan hiçbir somut proje ve fikir ortaya koymadan, “bunu vereceğim, şunu vereceğim” demekle olmuyor. İlkin halkı inandırmanız gerekir. Bunun için önce halkın değerlerini ve inancını bilmeniz ve ona saygı göstermeniz gerekir. Ama halkın inancına, örfüne ve tüm değerlerine savaş açan emperyalizmin Türkiye temsilcisi CHP’nin kuruluş kodları ve genlerinde bu özellikler zaten yoktur. Olmadığı için de kaybetmeye mahkumdurlar. Halka dönmeleri ve kendilerini sorgulamaları gerekirken başta depremzedeler olmak üzere halkı aşağılamaya ve hakaretlerine devam ediyorlar. Halkın inancına ve değerlerine saygı duymayı öğrenmedikleri sürece hep aynı hüsranla karşılaşacaklar. Aynı şeyleri deneyip farklı sonuç beklemek akıllıca bir tavır değildir. Sadece seçim dönemlerinde halkı kandırmak amacıyla makyajlanmış maskeler takarak ve süslü laflarla kimseyi kandıramaz ve sicilinizi temizleyemezsiniz.

Seçimlerin kazananı tüm bileşenleriyle Cumhur ittifakı oldu hiç şüphesiz. YRP 5 vekil alırken, HÜDA PAR 4’te 4 yaptı. Seçim stratejisini HÜDA PAR’a yalan, iftira ve hakaretlerle kara propaganda unsurlarını kullanma üzerine kuran CHP ve ortakları ağır bir mağlubiyet aldılar. Yakında “öküz öldü, ortaklık bozuldu” sendromuna girerler ve çoğu siyaset tarihinin çöplüğünde yerlerini alacaklardır.  Artık bırakın halkı, kendi partililerini bile inandıracak ve motive edecek bir marifetleri kalmadı. 

Ak Parti ve Cumhur ittifakı cephesinde ise İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde olan sıkıntının ve sandığa sahip çıkma sorununun devam ettiğini gördük. Yerel seçimler gelmeden bu soruna ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorunlara çözüm bulunmalıdır. Seçimi Kılıçdaroğlu’nu destekleyen emperyal batılı güçler ve uzantıları değil, halk kazandı. Sevinen batılı ülkeler değil, İslam dünyası halkları oldu.

Seçimlerin tamamlanmasıyla artık YSK’nın kesin sonuçları açıklaması, meclisin toplanmasını, yemin töreni ve yeni kabinenin açıklanmasını merakla bekliyoruz. Yeni dönemin bölgemiz, ülkemiz, ümmet ve mazlum coğrafyalar için hayırlı hizmetlere vesile olmasını ve eski hataların tekrar edilmemesini ümit ediyoruz.

Selam ve dua ile…