İklim değişikliği, küresel ısınma, kuraklık, artan nüfus vb. sorunlar devam ederken Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı esir eden Kovid-19 salgını ve ardından 24 Şubat 2022 günü Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sonrası gıda krizi ve tedariki konusunda küresel çapta kriz yaşanmaya başlandı.

Dünya bu krizle uğraşırken Türkiye’nin girişimiyle Temmuz ayında İstanbul’da yapılan “tahıl zirvesi” ile Türkiye inisiyatifi eline alarak dünyayı bu krizden çıkarma adına önemli bir misyon yüklendi.

“Dörtlü Tahıl Koridoru Anlaşması” ile İstanbul'da kurulan “Müşterek koordinasyon merkezi” kontrolünde Ukrayna limanlarında bekleyen milyonlarca ton buğday, arpa ve mısır için tahıl koridoru oluşturularak gemilerle Türkiye ve diğer ülkelere ulaştırılmaya devam ediliyor. Tahıl Koridoru Anlaşması kapsamında ilk bir ayda bir milyon 680 bin 396 ton tahıl taşındığı bildirildi.

Gerek Ukrayna’dan taşınan tahıl olsun gerekse de ülkemizde yeni mahsul buğday, arpa ve mısırın rekoltesinin beklenenden fazla olması sevinçle karşılanıp en azından ülkemiz için tahıl ve diğer gıda konusunda kıtlık, arz açığı ve sıkıntısının söz konusu olmadığı Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ve bakanlık tarafından açıklanmasına rağmen piyasada fiyatların düşmesini istemeyen “Rant lobileri” sürekli olarak felaket tellallığı yaparak hububat ve diğer gıda ürünlerinin üretimi ve tedariki konusunda açık olduğunu, olanın da ihracata yönlendirildiği ve iç piyasada kıtlık olduğu kara propagandasını yaparak fiyatların düşmesini engelleyip fiyat yükseltmeye çalışıyorlar.

Geçen hafta İLKHA’ya demeç veren Batman Zahireciler ve Hububatçılar Derneği Başkanı Halil Ay, şu an için Türkiye’de buğday sıkıntısı olmadığını belirterek, “Türkiye’nin bütün bölgelerindeki lisanslı depolar buğdayla tıka basa dolu. Buğdayla ilgili şu an için herhangi bir sıkıntı kalmadı.” Dedi.

Ülkedeki verim artışı ve Ukrayna’dan getirilen buğdaylar nedeniyle bu yıl buğdayda herhangi bir sıkıntının yaşanmayacağını vurgulayan Ay, halkın “buğdayda sıkıntı olacağı” söylentilerine itibar etmemesini istedi. Kesinlikle buğday sıkıntısının olmadığını söyleyen Ay, “Hem çiftçide hem tüccarda hem de Toprak Mahsulleri Ofisi’nde ciddi stoklar oluştu. Dışardan da bir akım var. Tahıl koridorundan Türkiye’ye giren buğday var. Sadece vatandaşlarımızın Rusya ve Ukrayna savaşından dolayı bir korkusu var. Hem buğday hem de un tedarikinde sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum.” İfadelerini kullandı.

Önceki yazılarımda işaret ettiğim üzere tarım alanlarına azami önem verilmesi ve ileride gıda krizi yaşanmaması için gerekli tüm tedbirler alınmalı, çiftçiler ve üreticiler desteklenmelidir. İleride sıkıntı yaşanmaması adına muhtemel krizler ve savaşlar hesaba katılarak kapsayıcı tedbirlerin alınacağı bir politika belirlenmeli ve ivedilikle uygulanmalıdır. İçinde bulunduğumuz vaziyeti görüp plan ve proje üretmek ve tedbirler uygulamak, atılması gereken önemli adımlardır. Ancak bunu yapmak yerine kaos ortamı oluşturarak toplumu kargaşaya sevk edecek şekilde felaket senaryosu ve tellallığı yapanlara dikkat edilmelidir. “Şuyuu vukuundan beter” kaidesi gereğince zaten kırılgan olan piyasada kara propaganda ve spekülasyonlar yoluyla piyasayı bozup fiyat artırmaya ve insanlarımızı moralmen çökertmeye çalışan kesimlere prim verilmemeli ve bunlar tespit edilip gerekli ceza verilmelidir. Planlı bir şekilde piyasada fiyat artırmak için şayia ortaya atanlara meydan verilmemelidir.  

Tahıl siloları ve depolar dolu ancak gözler aç olunca yapacak bir şey kalmıyor. Daha çok para kazanmak pahasına gözleri doymayanları, çıkarları uğruna insanları umutsuzluk ve fakirliğe mahkum etmek isteyen hainleri unutmayalım. Devlet bu spekülatörler ile ilgili gerekli tedbirleri almalıdır. Bizler de vatandaş olarak ihtiyacımızdan fazla ürünü alarak onların değirmenine su taşımayalım. Açgözlülük yapmadan ihtiyacımız neyse onu alalım. İhtiyaç fazlası ürün almaktan imtina edelim. Açgözlü fırsatçılar da şunu unutmasınlar ki; mideden önce gözler doymalıdır. Gözleri doyuracak olan da ancak bir avuç topraktır. Vesselam…